Bu incelemeye başlamadan önce, sevgili Lúthien'e teşekkür etmeliyim. Bu kitabı almama (hem de sadece 4₺ ye) sebep olan biricik insan olur kendisi. Teşekkürler 
Lúthien :)
Sonrasında ise yazıklar olsun demek istiyorum; böylesine güzel bir kitabın okunmamasına yol açan her şeye yazıklar olsun. Elbette ki herkes beğenmek zorunda değil, herkes benim kadar etkilenmek zorunda da değil ama hak ettiği değer de kesinlikle bu değil. Umarım ilerde hem yazarın, hem kitabın değeri bilinir...
Kitaba gelecek olursak; ölümcül bir hastalığa yakalanan ve bununla beraber hayata bakış açısı değişen Hasan'ı anlatıyor. Şahsiyet dizisinde Agâh Bey nasıl "Madem unutacağım, o zaman her şeyi yapabilirim." diyorsa; Hasan da "Madem öleceğim, hiçbir şeyi umursamayacağım." diyor. Böylece kayıtsızlık hastalığına da yakalanıyor, Hasan.
Hasan... Hasan biraz normal aslına bakarsanız. Diğer kitap kahramanları gibi uçlarda yaşayan birisi değil. Tamamen umutsuz değil ama umutlu da diyemezsiniz. Bir kararı yok mesela. Tam olarak bu güzelleştiriyor kitabı. Kendiniz gibi birini okuyorsunuz. Herhangi bir konuda fikirlerinin değişmesine, eleştirilerine şahit oluyorsunuz. Normal olmayan yanı ne derseniz, fazla kayıtsızlaşıyor Hasan. Biricik kedisi, Pablo'ya özeniyor, onun gibi davranıyor. Kayıtsız ve umursamaz...
Aslına bakarsanız bize bir şeyi gösteriyor, bir şeyi eleştiriyor bu özelliği ile: Gördüğümüz vahşetlere ayırdığımız 3-5 dakikanın ardından hayatımıza geri dönüşümüzü. Zihnimizde saklamamız gereken eyleme dökülmüş adaletsizlikler yerine, Tırınım dizisinin Şıkıdım bölümünü yerleştirmemizi eleştiriyor. Haberlerdeki adaletsizlikleri görmek yerine Tırınım dizisinin 16. bölümünü 2. defa izlemenin daha makul görülmesini eleştiriyor.
Hasan, insanlardan yiyeceği darbeyi kollayarak yaşayan birisi, bu yüzden güvensiz. Hasan anlaşılmamak cehenneminde yanan birisi, bu yüzden kendini bir nebze olsun anlatmak için resim çizen birisi. Hasan çıkış yolu arayan birisi. Hasan aslında her birimiziz.
Hepimiz dönem dönem de olsa güvensizlik batağına batmışızdır. İnsanların bencilliği ile yüz yüze gelmiş, 'sorun sanırım bende' düşüncesiyle kafayı yiyecek raddeye gelmişizdir. Kendimizi bir şekilde dışa vurmak için, bir şekilde anlaşılmak için; kimimiz yazmış, kimimiz çizmişizdir.
İşte böyle bir karakteri, bizi ve asıl kaygılarımızı en iyi kim yazabilirdi derseniz, Dostoyevski veya Camus derdim ben. Sanırım Tuna Yukay da bunu bildiğinden veya bunun etkisinde kaldığından, özellikle ilk bölümde bu iki yazar gibi giriş yapıyor kitaba. Akıllıca bir davranış, okuyucuyu kitaba bağlamak için birebir.
Şimdi Hasan da Hasan dedik diye kitaptaki her şey Hasan sanmayın. Zira buna kitaptan bir alıntı ile cevap verebilirim:
-"Baban gibi konuşacak olursak, bu romanın kahramanı sen değildin. Anladın mı beni? Bu sebeple üzülmeni ya da vicdan azabı çekmeni istemiyorum."
Demek hiçbirinin benimle alakası yoktu, ben bir hiçtim, biliyordum. Bu beni incitmiyor ki.-
Anlayacağınız o ki, romanda, zihinsel olarak Hasan'la beraberdik; Hasan ise bu romanın kahramanı değildi. En başından beri dillendirdiği 'Ben bir hiçim' cümlesi, ne yazık ki doğruydu. Hepimiz, en azından kendi hayatımızın başrolündeyizdir ama Hasan, bunu bile başaramadı. Olay örgüsü okuduğumuz bakış açısından çok daha fazlasıydı ve Hasan burada yalnızca izleyiciydi.
Küvetteki Adam bir romandan daha fazlası: Günümüz dünyasına, günümüz insanına tutulmuş bir ayna ve bu ayna, Tırınım dizisi gibi toz pembe bir filtre eklenerek yansıyan bir ayna değil. Gerçekçi bir ayna. İyisiyle, kötüsüyle seni sana gösteren bir ayna.
Okurken düşüneceğiniz, katılacağınız yahut karşı çıkacağınız fikirler barındıran, size insan olduğunuzu hatırlatan ve bunu müthiş olay kurgusuyla işleyen bir eser.
İncelemeyi beğendiğim birkaç alıntıyla bitiriyorum:
#141853163
#142143601
#142141758
#142016181
Okumanızı tavsiye eder, iyi sabahlar ve esenlikler dilerim.
··
586 görüntüleme
Çok güzel olmuş, ellerine sağlık ✨ Beğenmene de çok çok sevindim💕
Elinize sağlık, güzel bir inceleme olmuş. Adaşım Hasan'ı şimdiden kendime yakın hissettim. Anlattığınıza göre birazcık tutunamayanlar havası var sanırım. Öyleyse benim de enlerim arasına girebilir. İnceleme için teşekkür eder keyifli okumalar dilerim.😊
Aklıma gelmedin değil yazarken :) Tutunamayanlar'ı henüz okumadım bu yüzden yorum yapamayacağım. Ben teşekkür ederim, keyifli okumalar ✨
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.