Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Arş
Yedi kat gökler ve yerler Arş’ın yanında sema altına asılmış bir kandil kadardır. Arşın çevresinde yetmiş bin saf melaike tekbir ve tehlil okuyarak tavaf ediyorlardı, bunların arkasında yetmiş bin saf melaike ayak üzerine durup tekbir ve tehlil okuyorlardı, bunlarında arkasında yüz bin saf melaike sağ ellerini sol elleri üzerine koyup her biri bir başka tesbih okuyordu, birinin tesbihi diğerine benzemiyordu, bu meleklerle arşın arasında yetmiş bin hicap vardı. CEMAL -İ İLAHİYİ MÜŞAHEDE Resulullah sav. Efendimiz anlatmaya devam ediyor, şöyle buyuruyordu: Ehli sünnet katında tercih edilen kavil budur TAHİYYAT DUASI Resulullah sav Efendimizin anlattıklarına devam edelim şöyle buyurdu: -Cemal nimetiyle müşerref olduğumdan dilime şöyle demek geldi: –ET TEHIYYATU LİLLAHİ VES-ALAVATU VET-TAYYİBAT. Ben böyle dedikten sonra celal ve ikram sahibi Yüce Allahu Teala şöyle buyurdu: -ES-SELAMU ALEYKE EYYUHAN – NEBİYYÜ VE RAHMETULLAHİ VE BEREKATÜHU. Bu şekilde bana has bir selam , buna karşılık şöyle dedim. -ES- SELAMÜ ALEYNA . VE ALA İBADİLLAHİSSALİHIN Salih kullar Muhammed ümmetinin adıdır bu manaya göre:Selam ümmetimin üzerine olsun demektir. İzzet sahibi Rabbım sordu: -Günahlara kefaret olan ameller nedir? Şöyle dedim: -“Soğuk günlerde soğuk su ile abdest alıp azalarını tam yıkamak, cemaatle namaz kılmaya ayakları ile yürüyüp gitmek, bir namazı kıldıktan sonra öbür namazı beklemek(Yani vakit yaklaştı mı diyerek hazırlanmak)Bu üç amel günahlara kefarettir, her kim bu üç ameli işlerse o kimse hayırla ömür sürüp gider daima hayır içinde olur. Anasından doğduğu günkü gibi günahlarından temizlenir” -İzzet sahibi Rabbım tekrar sordu :- Cennette dereceleri ali kılan amel nedir? Şöyle dedim: -Misafire ve halka yemek yedirmek, rast geldiği mü,mine selam vermek, gece insanlar uyurken kalkıp namaz kılmak, bu üç amel cennette dereceleri ali kılar. Bundan sonra Yüce Hak Şöyle buyurdu: -Bu gece ata(ihsan bahşiş)gecesidir:Ya Muhammed ne muradın varsa iste,verilsin. Şöyle dedim: -Rabbımız hata nisyan olarak bizden vaki şeylerle bizi muaheze etmez(2-286) Yüce Hak şöyle buyurdu: -Senden ve ümmetinden hata ve nisyan olarak vaki günahları bağışladım, affettim, kendilerine zorla yaptırılan günahları da affettim. Sonra şöyle buyurdu : -Tekrar iste verilecektir. -Buradan Arşa vardığım zaman ayakkabılarımı çıkarmak istedim; Arş bana şöyle dedi, -Ya HabibAllah, mübarek ayakkabılarınla bana bas ki, ayakkabılarının toprağına yüz süreyim. –Habibi Ekremin ayakkabılarının üzerimde tozu vardır, diyerek iftihar edeyim, yine çıkarmak istedim. O zaman şu hitabı izzet geldi. -Habibim çıkarma ki: Arşım senin ayağının tozu ile müşerref mükerrem olsun, Şöyle niyaz ettim…. -Ya Rabbi, Musa Tur dağına münacaata geldiği zaman ona: -Ayakkabılarını çıkar, Diye hitap edip ayakkabılarını çıkarması için ferman eyledin, Tekrar bana şu hitap geldi: -Sen benim katımda ondan daha muazzez ve mükerremsin. O , benim kelilimdir; sen benim Habibimsin. Hele önüne bak; ne görüyorsun. – “Sonra yaklaştı derken sarktı; iki yay kadar, hatta daha yakın oldu” (53- 8-9) Ayeti kerimesi ile belirtilen sırra mazhar olduğu zaman şu hitabı izzet geldi: -Yaklaş ey halkın hayırlısı yaklaş Ya Muhammed, yaklaş ki dost dostu ile baş başa kalsın. Böylece mekandan münezzeh, keyf ve keyfiyetten ari; niteliksiz baş gözü ile Resulullah sav Efendimiz, Subhan olan Yüce Hakkın cemalini gördü. öyle dedim: -Rabbımız bizden evvel gelen ümmetlere yüklediğin ağır yükleri bize de yükleme(2- 286) Bizim şeriatımızı sair ümmetlerin şeriatları gibi zor ve güçlü eyleme” Resulullah SA Efendimiz şunu anlatmak istiyor: O Ameller, mallarının dörtte birini zekat vermek, elbiselerine murdar bir şey bulaşınca o bulaşık yeri kesmek, irtikap ettikleri günahın cezasını tezden vermek ve benzeri cezalar… Mesela:Onlar bir günah işledikleri zaman;tayyibattan bir şey onlara helal olduğu halde, irtikap ettikleri günah dolayısı ile; ceza olarak o şey haram olurdu. Sonra onlar bir masiyet irtikap ettikleri zaman maymun ve hınzır şekline döner değişirlerdi. Geceleri bir günah işledikleri zaman ya alınlarına yahut kapılarının üzerine o günahları yazılırdı, Şöyle ki -Gece bu adam bir günah işledi, bunun cezası kendisini öldürmektir. Yahut onun cezası şunlardır: kendisini ateşte yakmak, falan azasını kesmek. Bu şekilde onların yaptıkları hatalar açıklanır; dolayısı ile rüsvay olurlardı. Yine onlar kiliselerinden başka bir yerde namaz kılamazlardı, caiz değildi. Oruç tutacakları gece yatsıdan sonra yemek ve ehlinin yanına varmak haramdı. Resulullah efendimizin S:A anlattıklarına devam edelim: “İşte bunlar gibi cümle güçlükleri bize de yükleme, Diyerek niyaz eyledim, bunun üzerine yüce Hak şöyle buyurdu: -Sana ve ümmetine kolaylık ihsan eyledim, bu güçlükleri yüklemem; başka iste, verilsin Şöyle dedim: Rabbımız , gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükleme (2- 286) Yüce Hak azamet ve celali ile şöyle buyurdu : Ya Muhammed seni Kendime Habib ettim; İbrahimi Halil ettiğim gibi … ın habibi halilden daha faziletlidir. Seni hem cemalimle müşerref ettim,hemde vasıtasız söyleştim.Musaya söyleştiğim gibi.Sana Fatiha süresini ve Bakara süresinin ahirini verdim.Bu ikisi benim arşımın hazinelerindendi.Senden evvel gelen peygambere vermedim;Sana ve senin ümmetine verdim. Seni yer ehlinin cümlesine, cinnine, insanına, beyazına, siyahına hemen hepsine Resul peygamber gönderdim.Senden evvel hiç bir peygamberi bu şekilde cümleye peygamber göndermedim. Yerin cümlesini ümmetine temizleyici kıldım, su bulduğunuz ve takatınız yettiği kadar abdest alınız; gusül ediniz, su bulamazsanız yahut takatınız yetmezse guslün ve abdestin yerine teyemmüm ederek temizlenin. Bütün yeri mescit kıldım, nerede bulunursanız namazınızı kılın ibadetinizi yapın. Düşmandan aldığınız ganimet mallarını sana ve ümmetine helal eyledim; kullanın.. Bu evvel gelen hiç bir peygambere ve ümmetine helal etmedim. Seninle düşmanın arasında bir aylık yol varken o düşmanların kalbine korku koymak sureti ile sana yardım eyledim. Sana dilediğine şefaat izni verdim Cümle kitapların seyidi ve ulusu olan Kur –an –ı azimüşşanı sana inzal eyledim. Senin sineni yardım; senden günahı giderdim. Senin zikrini yükselttim, ben her nerde anılsam sende benimle beraber anılırsın. Seni yetim bulup korudum ve terbiye etmedim mi? Sen yolu kaybettiğinde; sana yolu buldurmadım mı? Seni muhtaç bulduğumda zengin etmedim mi? u Teala bana öyle buyurdukça ben şöyle diyordum; Evet Ya Rabbi, bu büyük nimetlerin hepsi ile bana inam ihsan lütuf ve kerem eyledin. Sonra Yüce Hak şöyle buyurdu: -Ümmetin arasında bir cemaat kıldım, onların kalpleri Kuranın mahalli ve karargahıdır. (Yani onun ezber edilmesini kolay ederim, onlarda Kuranı ezber edip cümlesini ezbere okurlar) Senden evvel gelen peygamberlerin ümmetleri peygamberine gelen kitabı ezber edemezlerdi,Bu nimeti ancak senin ümmetine ihsan eyledim.Senin ümmetini cümle ümmetlerden hayırlı kıldım.Senin ümmetini orta ümmet adil ümmet kıldım. Seni cümleden evvel yarattım, peygamber gönderilmekte cümlenin sonuncusu kıldım. Seni cümle mahluka fatih; cümle enbiyaya hatim kıldım. Sana Kevser havzını verdim; sehimler ihsan eyledim,bu sehimler sekiz tanedir: şunlardır: İslam, hicret, cihad , namaz kılmak, zekat vermek, ramazan orucu tutmak, emri maruf nehyi münker. Şöyle dedim: Ya Rabbi! Sen benden evvel gelen ümmetlere türlü azaplar eyledin…….. Bazısını üzerine taşlar yağdırdın; Helak eyledin. Bazılarını da suda boğdun. Bazılarını Cebrailin sayhası ile helak eyledin. Bazılarını yere geçirdin. Bazılarının üzerine ateşler yağdırıp helak eyledin. Bazılarını şiddetli kasırga ile helak eyledin. Bazılarının vücutlarını hınzır ve Maymun şekline çevirdin öyle helak eyledin . Ya Rabbi. Benim Ümmetime benden sonra neler edeceksin? Onların üzerine azap indirdim ama senin ümmetine daima rahmet indiririm. Onları hınzır ve maymun şekline çevirdim ama senin ümmetinin hasenatını seyyiata tebdil ederim. . Onların fasıklarına tövbe ihsan eder iyi hale çeviririm. Kötü huylardan kurtarır iyi huylara sahip ederim. Onları anlayışsızlıktan halas eder; Hallerini ilim ve kemale çeviririm. Ümmetinden her kim bana tazarru niyaz edip beni anarak: – Ey Rabbim! Derse şanı yüce Ben: – Lebbeyk kulum söyle ne istiyorsan yaratayım, Derim. Ümmetin için sana şefaat izni veririm.Seni ümmetine şefaat edici kılarım. Cümle şefaatini kabul ederim. Daha sonra şöyle buyurdu: Ya Muhammed! Senin ümmetinin mallarını çoğaltmadım; Ta ki hesapları uzun olmaya :.. Ümmetinin vücutlarını büyük yaratmadım ta ki dünyada yiyeceğe içeceğe ihtiyaçları az ola. Ömürlerini uzun etmedim ta ki uzun ömre aldanıp kalpleri kararmaya. Birde daima ölümü düşünüp ölümden sonrası için hazırlık göreler, onlara ani ölüm vermedim ölüm için hastalıkları sebep eyledim, ta ki gaflete dalıp gittikleri sırada ani ölüme uğramayalar, hastalık geldiği zaman günahlarına tövbe edeler, borçlarını ödeyeler Kusurlarını ve eksiklerini tamam edeler. Vasiyetlerini de yapalar. Onları tüm ümmetlerden sonra dünyaya getirdim:Ta ki kabirlerinde tutulup kalmaları az ola,Ancak ümmetler tamam oluncaya kadar duralar, ümmetler tamam olunca da salınalar cennet nimeti ile kereme nail olalar. CENNETLER Bundan sonra Cebrail bana şöyle dedi: -Buyurun size cenneti göstereyim. Sonra beni alıp cennete götürdü. Cennetin kapısına şunların yazıldığını gördüm: -Sadakanın birine on sevap verilir, -Borç Verenin birine on sekiz sevap verilir. Cebraile şöyle sordum: -Sadakanın birine on sevap, borcun birine on sekiz sevap verilmesinin sırrı ve hikmeti nedir? Şöyle anlattı -Ya ResulAllah! sadaka bazen muhtaç olana düşer, bazende muhtaç olmayana. Ama borç böyle olmaz; o Mutlaka layık olana verilir. Cennetin kapısının üst çıkıntılı kısmında şu üç satır yazılı idi. -LAİLAHE İLLAllah MUHAMMEDÜN RESULULLAH
·
546 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.