Gönderi
Gonçarov Oblomov'u bir ayda yazdığını bunun olanaksız gibi durduğunu ancak bu kitabı yıllarca kafasında yaşadığını sadece bir ayda kağıda geçirdiğini söylemiştir. 160 yıl önce yazılmış 619 sayfalık eser. Oblomov'u okurken çoğu kez onda kendimizi görüp Oblomovluğumuzu ölçüyoruz.
Oblomov karakteri memuriyette katipliğe kadar yükselmiş işi bırakmış zamanla dışarıyla bağını azaltmış ve eve bağlı kalmış , 12 yıldır aynı yerden yaşayan, kendi kararlarını kendi başına alamayan, kitapları ve şairleri severken zamanla ciltli kitapların tek cildini okurken zamanla hiç okumamaya başlayan, ertelemeyi seven, yenilik sevmeyen, alışkanlıkların ortasında konfor alanında yaşamayı seven, dedesinden kalan çiftliğin gelirleriyle yaşamını sürdüren soylu biridir.
Oblomov'un rüyası bölümünde Oblomov'a sadece bir çiftliğin değil yaşadığı yaşam tarzının da ailesinden ona miras kaldığını görüyoruz. Kendisine anlatılan bir masalın bile zamanla yaşamını nasıl şekillendirdiği ilerleyen sayfalarda daha da göze çarpıyor.
Alman ve Rus kültürünü Oblomov ve Ştolts karakterleri üzerinden karşılaştıran yazar Alman halkına çalışkanlığıyla taraf tutuyor. Oblomov tembel bir karakter olmasına rağmen yaşadığı hayatın ve insanların ne kadar iki yüzlü olduğunun farkında olan bir karakter. Sabahtan akşama kadar çalışıp çabalayan insanların yaşamlarının anlamsız olduğunu düşünüp kendi hayatı için şükür ediyordu.
Hayatının aşkı Olga karşısına çıktığında yaşamı evriliyor, Oblomovluğu bir kenara bırakmaya çabalıyor ancak yeni sorumluluklar ona o kadar ağır geliyor olmalı ki vazgeçiyor aşkından.
"-Canım ne oluyor içerde ne var?
-Oblomovluk. "
İçeride bol bol Oblomovluk var.
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.