Gönderi

208 syf.
8/10 puan verdi
Soğuk. Çok soğuk. Rüzgâr. Kış. Kar. Sonsuz buz çölleri. Her şey kırılgan. Oranın sakinlerinin yaşamları gibi. O mevsimde olmaması gereken bir şey: Bir gece ansızın bir buz kütlesi büyük bir gürültüyle bir kız çocuğunu ailesinden ayırır. Uqsuralik iglosundan kendini dışarı zorla atar. Dünyanın en uzak ve soğuk köşelerinden birinde binlerce yıldızın altında ailesinin karanlıkta kayboluşunu izler. Çocukluktan yetişkinliğe adım attığı o gece roman başlar, hem de bir ayrılışla. Yol çok uzun ve zorludur. Mesafeler kat edilir, yol biter ama insanın kendisi keşfetmesi hiç bitmez. Uqsuralik’in kendi iç dünyasına yaptığı yolculuk da bir ömür sürecektir. O, bu yolculukları gerçekleştirirken biz de Inuit toplumunun dünya görüşlerini, inançlarını, yaşayışlarını yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Uqsuralik’in yolculuğu yaşlı bir kadın olana kadar devam eder ve bu yolculuk onun için kendini tanıma ama her şeyden önce kendini inşa etme yolunda çok önemli bir adım olur. Bu destansı yolculukta Uqsuralik pek çok şeye karşı mücadele verir. Öncelikle kutbun sert iklim koşullarında hayatta kalmak zorundadır. Hayatta kalma içgüdüsü her zaman baskındır. Açlığa, vahşi hayvanlara, insanlara, kötü ruhlara ve Inuit toplumunun inançlarına karşı da kendini savunmak zorunda kalır. Hayal gücüyle yalnızlığın eşlik ettiği bu yolcukta Uqsuralik zaman zaman kendi iç sesini zaman zaman ruhların fısıltılarını dinler, onlardan yardım ister. Ruhlar çok uzakta değildir. Bazen tehdit ederler, bazen yardım ederler. Kendini şarkılarla dile getiren karakterler ve ruhlar bir hayli fazladır. Bu coğrafyada her varlığın bir şarkısı vardır. İnsanların, hayvanların, ruhların… Her biri ortak bir bütünün parçasıdır. Doğa ve insan uyum içindedir. Her şey birbiriyle yakından ilişkilidir burada. Tüm bunlarda Şamanizm’in güçlü etkisini hissetmek hiç zor değildir okur için. Kitapta genç bir kızın kimlik arayışının yanında Inuit topluluğuna dair bilgiler de öğreniyoruz. Aile üyeleri arasındaki ilişkileri, av patileri, kutlamaları, batıl inançları, dini inançları, gelenekleri yakından tanıyoruz. Uqsuralik bu toplumda bir kadın olarak kendini kanıtlamak, kabul ettirmek; bağımsızlığını ve eşitliğini kazanmak zorundadır. Doğan kız bebeklerin öldürülebildiği, kadınların pek önemsenmediği, kadın olmanın zor olduğu bu toplumda zamanla erkekler kadar iyi bir avcı olmayı öğrenir, onların seviyesine gelerek ataerkil bir toplumda saygınlığını kazanır. Kitap sade ve şiirsel bir dille yazılmış. Her bölüm Uqsuralik’in hayatında önemli yer tutan kişilerin adlarını taşıyor. Kitabın tamamına serpiştirilmiş ruhların ve hayvanların ezgilerini de dinliyoruz. Tanıtım yazısına bakaraktan beğendiğim ve büyük bir merakla başlayıp okuduğum bu kitap üzülerek söylüyorum ki beklentimi karşılamadı. Kötü bir kitap mı? Hayır, kesinlikle değil. Ancak benim zihnimde canlandırdığım dünya çok farklıydı sadece. Ruhların gücü ve doğanın güzelliği eşliğinde şamanların karanlık dünyasında Uqsuralik’in hayat boyu süren içsel yolculuğu okuruna kesinlikle farklı bir kültürü tanıma imkânı sunuyor.
Taştan ve Kemikten
Taştan ve KemiktenBerengere Cournut · Can Yayınları · 202172 okunma
··
996 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.