Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Abdülbâki Gölpınarlı
Sanırım, sanatoryum döneminden hemen sonra idi; Abdülbâki Gölpınarlı da Attâr Dükkânı'nın müdâvimlerinden olduydu. Mustafa Ağabey onun Arapça'ya ve Farsça'ya vukûfunu, hâfızasının kudretini ve müdekkikli ğini çok takdîr ederdi. Ancak, her ikisinin de pekçok değer hükmünde tamâmen zıd oldukları yavaş yavaş ortaya çıkınca ve özellikle de Necmeddin (Okyay) Hoca'nın Toygartepe'deki evinin bahçesinde Necmeddin Hoca, Eşref (Ede) Amca, Mustafa (Düzgünman) Ağabey, Necmeddin Hoca'nın oğlu Sâcid Ağabey, Ali Alparslan ve Abdükbâkî Gölpınarlı'nın katıldıkları bir sohbet esnâsında Abdülbâki Gölpınarlı'nın Şeyhü-l Ekber Muhyiddin İbn Arabî için: "O Şeyhü-l Ekber değil, Şeyhü-l Ekfer'dir (yâni kâfirlerin şeyhidir)" iddiasında bulunması üzerine bu ahbablık hemen o anda, gürültülü bir biçimde ve de bıçakla kesilmiş gibi sona erdi.
Sayfa 50
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.