Gönderi
Stefan Zweig'ın betimleme ve tasvirinin hususi umumiyesinden vücuda gelmiş, Freud'un içinde yer aldığı 19. yy Avrupa'sının ahlaki çözülmelerinin ele alınarak başlangıç yapıldığı, akabinde Freud'u karşımızda eti kemiğiyle fiziksel ve kişisel olarak bir bütün halinde vuzuha kavuşturduğu, çalışmalarının ardından saygınlığının ve değerinin çarpıcı üslupla anlatıldığı biyografik bir roman türünde yaratılmış Zeplin yayınlarından çıkan ender bir eser. Böyle dediğime de aslında bakmayın; zira ne yalnızca biyografik bir roman demek ne de yalnızca psikanalizin ortaya çıkış hikayesi demek yeterince eserin türünü karşılayacaktır. Fakat bundan daha önemlisi psikolojiye ya da Freud'a ilgisi olan veya olmayan herkesin etkileneceğini ve okuması gerektiğini düşündüğüm bir yapıt bu. Zira insan kişisel gelişimini ancak bu eserler sayesinde yönetebilir. Kişisel gelişim yolculuğuna adım atmak ise kendini tanımaya başlamak demektir, kendini tanımaya başlamak da insanlığı anlamaya yönelik en birincil faaliyettir çünkü kendini tanımayan kimseyi de anlamaya gerek duymaz. Kimseyi anlamak istemeyecek kadar değersizleştiren insan akabinde kendi değerini ne görebilir ne de gerçek anlamda mutluluğu yakalar. Bu yüzden bu kitaba Mutluluğun Mimarı isminin konulması ve tüm dünyada bu zamana kadar ele alınmayan psikanaliz bilimin kurucusu Freud'la bağdaştırılması yerinde bir tespit bana kalırsa. İçinde yaşadığımız bu çok katmanlı yer kabuğu üzerinde yaşayan insanın, bilinç ve bilinçdışı arasında yer alan köprüde geliştirdiği psikanaliz kuramı içerisinde katmanlarını analize cesaret ediyor Freud. Bunu dinleyeni ikna için çabayla değil, saf dürüstlükle sadece sunuyor. İnsanın ussal etki alanı içinde unutulan geçmişinde bilinçaltı baskısını rüyalarla ve histeri gibi hastalıklar üzerinden ispata çalışıp bu güne kadar eleştiriye maruz kaldığı cinsel yaşama da değinerek kökenine, derinine inerek anlamlandırma çalışmaları yürütüyor, ruhun izini sürüyor. Ruhsal bir hastalığa kapıldığını düşündüğü uygarlıkta da toplumu aynı yöntemler üzerinden inceliyor. Bizelere de Zweig'ın kalemiyle samimi bir sohbet içerisinde bu dehayı tanıyarak onun ömrünün gündoğumunu ve günbatımını bizlerin pencerelerine serdiği görüntünün hazzına varmak kalıyor...
Umutlu okumalar.
··
410 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.