Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Tıbbı hep özgeci tutumuyla görmekten haz duyup onu etikselleştirdiğimizden, kitap işin mali ve ticari süreçlerini aktardığı için hayli rahatsız edici. Hele ki tüm dünyadaki pandemi süreci, dikte edilen aşı süreçleri içinde olduğumuz dönemde, içeriğindekileri canlandırmak hiç zor olmadı. Kültür ve sağlık birbiriyle uyum içindedir diyor. Her kültürün kendine özgü bir sağlık gestaltı, acıya, hastalığa, sakatlığa ve ölüme karşı geleneksel acı çekme sanatı vardır diyor. Yani, her kültür kendine özgü bir tavır modeli gerçekleştirir. Modern tıbbın bunu yıkıp, kozmopolit bir sağlık modeli gerçekleştirmeyi amaçladığını söylüyor. Tabii bunun asıl amacı işi olabildiğince maddi döngüye sokabilmek. Aslında bu sağlık olunca kulağa çok acımasız bir sömürü gibi geliyor ama bir insan total yaşamı boyunca birçok sektörün farklı yollardan sömürüsüne tabi zaten. “Ağrıyı” fazlasıyla detaylandırdığı bir bölümü var. Kelimenin etimolojik anlamından, kültürler arasındaki tavrına kadar didiklediği bir kavram. Ağrının yok edilmesinden rahatsız yazarımız. Ağrının yok edilmesiyle insanlar ufak şeylerden tat almamaya, daha büyük uyarıcılara ihtiyaç duymaya başladı diyor. En çarpıcı belirlemesi de yaşlıların tıbbın sömürüde artı kâr getirmesi durumu. Yaşlılıkta, bedendeki organizmaların yavaş yavaş ölümü ile ortaya çıkan fonksiyonel bozuklukları tedavi edeceğini iddia eden bir umut sömürücü tıbbın oluşturulduğunu anlatıyor. Ölümün tıplaştırılıp ticarete sokulmasına değinmiş. Bazı hastalıkların farklı ülkelerdeki tedavi yöntemlerini aktararak , farklılıkları tamamen doktorların kişisel görüsüne adamış. Kitaba dair en büyük eleştirim; deontolojik bir belirleme sağlama amacından çok, anarşik bir yaklaşım ile politikleştirmesi. Çözüme dayalı pek bir şey göremedim. Bir yandan hak verirken bir yandan da fazla apatik bir yaklaşım mı diye çelişkilere düştüğüm noktalar oldu. İnsanlar bir şeylere inanmak istiyor, bu onları rahatlatan bir şey. Politik bir duruş sergileyip farklı perspektiften yaklaşıyor. Bir noktada haklı, fakat mazoşist yaklaşımla acı çekmeyi erdemleştiriyor. Sağlık konusunda bilinçli olmanın gerekliliğini aşılıyor ama bazı sektörlerde işi ehline bırakıp güvenmek zorundayız, sağlık da öyle bir konu. Bu işi denetleme ve kontrol düsturu devlete düşüyor fakat, yazarımıza göre karşılıkı danışıklık söz konusu. Sağlık konusunda güven çizgisini nereden çekmemiz gerektiğine karar veremedim. Hele ki güncel anlamda iatrojenezin içinde olunca, insanı şüpheye düşüren bir içeriğe sahip.
Sağlığın Gaspı
Sağlığın GaspıIvan Illich · Ayrıntı Yayınları · 2017204 okunma
·
166 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.