Gönderi

107 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 hours
Selam dostlar bugün kırmızı pazartesi kitabı hakkında biraz konuşmaya çalışacağım. Öncelikle kitabı birkaç bölüm okuyup bırakmak için elime almıştım lâkin kitaptan iki bölüm okuduktan sonra açıkçası elimden bırakamadım. Tabii ki herkeste aynı etkiyi bırakmayabilir. Kitaba gelecek olursak ilk iki bölümü o kadar karmaşıktı ki yani hiçbir şey anlayamadım hatta benle alakalı bir problem mi diye düşündüm. Devam etmemeye karar verecektim ki sonrasındaki bölümlerde aslında kitabın ilk iki bölümünün kitabın sonu olduğunu diğer bölümlerininde sonundan evvelki olay örgüsünü açıkladığını anladım ve bunu anlamanın rahatlığıyla okumaya devam ettim. İlk kısımda kitabın sonunu okumanız sizi kuşkulandırmasın çünkü durum merakınızı daha da celbedecek. İnanılmazdı yani ben gerçekten her sayfasına hayret ettiğim başka bir kitap hatırlamıyorum. Hayret etmeme sebeb olan şey farklı bilgiler vermesi değil insanların vurdumduymazlığını çok iyi yansıtması ve şu anki toplumumuzun da aslında bu kitabın içindeki topluma çok benzer olmasıydı. İlk bölümde geçtiği için söylememde bir sakınca yok diye düşünüyorum. Kitapta bir cinayet işleniyor ve bu cinayeti aslında toplumun hepsi biliyor. Gerçekten insanların cinayetin işleneceğini bilmelerine rağmen ya katillerin yapmalarını düşünmemeleri ya da maktülün o kişilerle alakası olmamasından ötürü cinayete ihtimal vermemeleri, ihtimal vermemelerinin sonucunda da öldürülecek kişiye haber verme tenezzülünde dahi bulunmamaları, son ana kadar gördüklerine inanmamaları, inanların da vurdumduymazlığı ve netice olarak cinayetin gerçekleşmesi çok garipti. Katillerin de aslında davranışları çok farklıydı çünkü belki insanlar kendilerini engeller kastıyla mı yoksa başka bir sebeple mi bilemem ancak alenen cinayet işleyeceklerini belirttiler öyle ki polis bile bildi ama engel olmadı. Yazar, toplumun birbirine uyarak inanmama silsilesini devam ettirmesini ve toplumun inanmama sebepleriniyle birlikte inanmadıkları(!) halde cinayeti izlemek için herkesin alana nasıl geldiğini, kalp atışlarının hızlanmasını ve dış gözle bakıldığında şenlik var sanıldığını ustaca anlatmıştı. Hiç mi engellemeye çalışan olmuyor derseniz oluyor ama maalesef o da başarılı olamıyor. O şahsın başarılı olamamasının sebeplerine bakacak olursak aklını çok çalıştırmadığını ve onun bile içten içe inanmadığını hissettim çünkü 7–8 dk vakit kaybetmesinin başka açıklaması olamazdı. Başka sebeplerden bir tanesi ise maktülün annesinin yine gerizekalılığından kaynaklandığını düşünüyorum yani kusura bakmayın da oğlunun dışarda olduğunu görmüyor yukarda olduğunu zannediyor ve 1 saat yukarda mı kalıyor yani orası bana biraz saçma geldi ama en üzücü kısım da orasıydı. Çocuğun çırpınarak kapıya vuruşu. Tuhaf ve üzücü noktalardan biri de bir kızın sözünden yola çıkarak suçun işlendiğine karşı herhangi bir delil olmadan ve suçu işlediğini düşündükleri zatı hesaba dahi çekmeden cinayetin işlenmesi ve cinayetten sonra bile herhangi bir delilin ortaya çıkmamasıdır. Ama kitabın günümüzü çok yansıttığını düşünüyorum. Okurken baştan sona aklıma hep Türkiye’de yaşanmış olan bir olay geldi ki olayda bir tane genç kız hamile kalmıştı ve babasına isim olarak aslında hiç olayla alakası olmayan bir çocuğun adını vermişti. Babası da işi adalete bırakmayarak bu konuyu kendisi halletmiş ve çocuğu öldürmüştü. Sonrasında çocuğun suçlu olmadığı ortaya çıkmıştı. Kitaptaki karakter suçlu da olabilir ama herhangi bir kanıt olmadan sadece bir kızın lafıyla hareket etmemek gerekir ve cinayet o kadar kötü işlenmişti ki kitapta şöyle bir kısım geçiyordu; “Halk okulunun pencerelerine toplanmış olan son meraklıların artık daha fazla merakı kalmamış, otopsiye yardım eden tıp öğrencisi baygınlık geçirmişti; halkı bastırma hareketlerinde onca katliam görmüş, onca kıyıma neden olmuş olan Albay Lazaro Aponte bile sonunda ispritizmacılığının yanı sıra bir de vejeteryan olup çıkmıştı.” Okurken nasıl inanmıyorlar diye kriz geçiriyorken şu an günümüzde buna benzer bir durum olsa toplumun yine aynı rolde olabilme ihtimali trajikomik gerçekten. Hala kitabı düşünmeye devam ediyorum ve biraz daha devam edeceğim sanırım. Okumanızı gerçekten tavsiye ederi. çok beğendiğim ve insanlarla kendisini konuşmaktan zevk alacağım bir kitap oldu. Kendinize iyi bakın. Elveda Santiago Nasar….
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202197 okunma
·
74 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.