Gönderi

140 syf.
·
Not rated
John Stuart Mill, androsentrik ve müzmin cinsiyetçi Batı felsefesinde dikkat çekici bir istisna olarak feminist tarih yazımında önemli bir dönüm noktası yaratıyor. Yalnızca bir filozof ve teorisyen olarak değil, politik bir figür olarak devri için çizgi dışı sayılacak eylemlere attığı imzası; partneri Harriet Taylor ile eklemli düşünce pratikleri ve Elizabeth Cady Stanton gibi birinci dalga feminizmin kilit isimleri ile fikir alışverişleri The Subjection of Women (Kadınların Özgürleşmesi) 'ının fikri köklerine işaret ediyor. Mill'in Viktoryen anlayışın kalbinde, İngiliz yönetim aygıtlarının tam ortasında yarattığı bu metin "cinsiyetlerin doğası"nın tamamen kabullerden ve toplumsal yaratıdan ibaret olduğunu savunan; evliliği yasal kölelik olarak niteleyen, kadın-erkek ilişkisinin doğrudan köle-efendi eksenindeki yaygın kabulunun ikiyüzlü doğasının ipliğini pazara çıkaran bir metin olma kapsamı ile çok önemli bir düşünsel anıt olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki metin, sözün özü, devir değiştirici bir anın çekirdeğini içinde barındıyor. Bu noktada tartışılması gereken ise Kadınların Özgürleşmesi'nin zamansız bir doğruluğa işaret eden, her yönüyle kabul edilebilir bir metin olup olmadığı. Aynı metin içerisinde "kadın doğası" konseptinin bir sosyokültürel dayatmadan doğduğunu okuyup, bir yandan da kadınların "siyasete girmesi"ni savunurken "onlara has" zihinsel kalıpların uygunluk ölçütü olarak sunulduğunu izlememiz; kadının ev içi rollerinin gerekli olduğu ve her şartta devam edeceğini ve oy hakkı meselesinin bu konuyu sekteye uğratmayacağı yönünde açıkça belirtilenler Kadınların Özgürleşmesi'nin devrimselliğine gölge düşüren ayrıntılardan yalnızca bazıları. Devamlı altı çizilen "herkesin yararı"na savunularının rahatsız ediciliği de cabası. Nihayetinde Mill, devrinin hayret ve tepki ile karşıladığı sıradaşı bir manifestoya hayat vermiş olsa da, günümüz feminist okuruna eril kafa karışıklığı ve orta yolculuğun getirileri ile örülmüş yer yer oldukça çelişkili bir metin sunuyor. Belki de bu noktada çözüm, nihayetinde bu metnin feminist bir felsefe metni değil, siyasal bir manevra metni olduğunu düşünerek bağlamsal bir okuma yapmaktan geçiyor.
Kadınların Özgürleşmesi
Kadınların ÖzgürleşmesiJohn Stuart Mill · Pinhan Yayıncılık · 2017234 okunma
·
130 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.