Gönderi

312 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 hours
Bu tarz kitapları kim yazarsa yazsın, beğenemeyiz. Neden? Aşkı anlatmak mümkün mü? Yani herkesin kendine göre bu konuda bir tanımlaması olduğu kanaatindeyim. Kimi aşkı bir insanda bulurken, kimi bir eşyada kimileriyse parada buluyor. İnsani ilişkilerin kast edildiği bu romanı neden beğenmeyip, olmamış diyeceğiz peki? İşte bu sorunun önemi çok büyük. Mesela son zamanlarda bu gözüme batmaya başladı. İşte telefonunu cüzdanını kadına bırakırsan seviyorum demeye gerek yokmuş, lahmacun yemek büyük aşkmış, lahmacun yemeye giderseniz seviyorum demeye gerek yokmuş gibi saçma örneklerle devam eden bir seri... Yahu belki karşınızdaki insan sevildiğinden çok emin olsa da o iki kelimeyi, “seni seviyorum” şeklinde duymak istiyor? Bunu bu kadar indirgemek saçma yani bilmiyorum. Ya da benim dediğim saçmadır sevgi de neymiş. Herkes farklı perspektiften bakıyor. Ki bakınız daha biz kendi ülkemizden örneklerin dışına çıkamayarak bir kalıba koyamazken yazarın bunu farklı milletlere indirgeyerek bir isimlendirme çalışması yapması başlı başına yanlış. Tabi ne zaman kaleme aldığını bilmiyorum. Belki o dönem çok revaçtaydı ve para kazanmak için yazdı, olabilir. Ha beğendiğim noktalar yok mu? Mezar taşına kadar araştırdım yazarı ve üstten alta kelimeler halinde şu yazı vardı: Scrisse, Amo, Visse. Yazdı, sevdi, yaşadı. Gerek sevdiği kadınlara gerekse aşık olduğu kadınlarla asla beraber olamamış, sevgisi hiç karşılık bulmamış. Buna çok üzüldüm. Hayata bir kere gelip de o hayatın anlamını bulduğunuz insanın sizi umursamaması kadar kötü, duygusal olarak insanı bitiren çok az unsur vardır diye düşünürüm. He, şu olabilir mi? Bizde bazı şehirler bazı konularda niyeyse daha önde. Yani sıkça gördüğüm İzmir var. Manita İzmir Kazandı gibi paylaşımlar görüyorum. İlişkiniz bitmiş geçmiş olsun gibi altyazılar var. Tabi daha ayıpları da var da neyse. İşte bu mantıktan hareketle acaba diyorum, buna benzer ünlenen şehirlerin insanlarının karakteristik özelliklerini mi kaleme almaya çalıştı ama bu da sanki zorlama bir mantık gibi duruyor. Aslında acı yüklü ama bu acıların suçunu başkalarına atarak hafifletme çabasında bir kitabı geride bıraktığımızı düşünüyor, iyi ve sabırlı okumalar diliyorum..
Aşka Dair
Aşka DairStendhal · Kırmızı Yayınları · 2012203 okunma
·
348 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.