Gönderi

* Dünyayı kurtaracak ve dönüştürecek olan şey içsel dinginliktir." "içsel dinginlikle teması yitirdiğinizde, kendinizle teması yitirirsiniz. Kendinizle teması yitirdiğinizde, kendinizi dünyada kaybedersiniz. Gerçek benliğiniz ile dinginlik birbirinden ayrılmaz. O sizin asli doğanızdır. Dinginlik içinde algıladığınız her şeyle bir'lik hissedersiniz. Her şeyle bir olduğunuzu hissetmek gerçek sevgidir. Dinginlik zekânın ta kendisidir; o her formu doğuran bilinçtir. Bilgelik dinginlikle birlikte gelir..." * Her şeyle bir olduğunuzu hissetmek gerçek sevgidir. * Dinginlik bu dünyada hiçbir forma sahip olmayan tek şeydir. Ama öyleyse, o gerçekte bir şey değildir ve bu dünyadan değildir. Siz bir ağaca ve bir insana dinginlik içinde bakarken, kim bakmaktadır? Kişiden daha derin bir şey. Bilinç kendi yaratımına bakmaktadır. * Paradoksal olarak, durum aynı zamanda hem kötüye hem de iyiye gitmektedir, ancak kötüye gidiş, çok fazla "gürültü" yaptığı için, daha çok göze çarpmaktadır. * İnsanın durumu: Düşüncede kaybolmuşluk. * Gerçek şu ki, siz bir yaşama sahip değilsiniz, siz yaşamın ta kendisisiniz. Siz tüm evreni kaplayan ve kendisini bir taş, bir ot, bir hayvan, bir kişi, bir yıldız ya da bir galaksi olarak deneyimlemek için geçici olarak forma bürünen tek bir Bilinç, Tek Bir Yaşam'sınız. * Gerçek kimliğiniz olmak için zamana ihtiyacınızın olmadığını idrak edene dek zamana ihtiyacınız olacaktır. * Siz tüm deneyimlerin geçici olduğunu ve dünyanın size kalıcı değere sahip hiçbir şey veremeyeceğini idrak ettiğinizde, teslimiyet çok daha kolay hâle gelir. * İlişkilerinizde istemeyi ve korkmayı aşmak ne kadar harika bir şeydir. Sevgi hiçbir şey istemez ve hiçbir şeyden korkmaz. * Kavramsal bariyerler olmadığında, sevgi tüm insan ilişkilerinde doğal olarak mevcut olur. * Dışsal form sizin içsel olarak, özünüzde olduğunuz şeyin geçici bir yansımasıdır. işte bu yüzden, tüm dışsal formlar sizi terk edecek olsalar da, sevgi ve güzellik sizi asla terk edemez. * Temelde, elbette, "diğeri" yoktur ve siz daima kendinizle karşılaşırsınız. * Ölüm yaşamın karşıtı değildir. Yaşamın bir karşıtı yoktur. Ölümün karşıtı doğumdur. Yaşam ölümsüzdür, ebedidir. * Çağlar boyunca bilgeler ve şairler insan varoluşunun rüyamsı niteliğini fark etmişlerdir; onun görünüşte çok somut ve gerçek olduğunu, ancak her an dağılıp yok olacak kadar geçici olduğunu görmüşlerdir. * Neden ölümden-dönme deneyimini geçirmiş olanların çoğu ölüm korkusunu yitirmiştir? Bunun üzerinde düşünün. * İnsanlar sonlardan rahatsız olma eğilimindedirler, çünkü her son küçük bir ölümdür. işte bu yüzden birçok lisanda "hoşçakal" sözcüğü "tekrar görüşmek üzere" anlamına gelir. * Her ne olmuşsa, o başka türlü olamazdı. * mutsuzluğunuzdan zamanı çıkardığınızda, geriye kalan nedir? Geriye bu anın "böyleliği" kalır. * Durumlar sizi mutsuz etmez. Onlar size fiziksel acı verebilir, ama mutsuz etmezler. Sizi kendi düşünceleriniz mutsuz eder. sizi kendi yorumlarınız, kendinize anlattığınız öyküler mutsuz eder. *
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.