Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

125 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Dali'den 1984'e
İlk izlenim olarak kitap kapağına ve başlığa değinelim. Salvador Dali eleştirisinden kitap ve yazar eleştirilerine kadar çeşitli konular hakkında denemeler okuyoruz. Başlıkta ve arka kapak yazısında da buna istinaden karar verilmiş. Ancak başlıkta başarılı olunamamış. Keza ‘’Dali’den Karakurbağaya Kadar Bazı Düşünceler’’ daha uygun olabilirmiş. Özgün adı ‘’Essays’’ yani ''Denemeler'' olarak geçiyor. Kapak tasarımı ise, ‘Dali bıyıkları’nın karakurbağaya verilmesini anlıyorum, mandala kısmını anlamıyorum. Oldukça gerçekçi bir Karakurbağa’ya ‘bıyıklar’ takılarak arka plana savaş temalı bir görsel çok daha uygun düşebilirmiş. Kitap genel olarak 1939 ila 1946 yılları arasında kaleme aldığı denemelerden oluşuyor. Savaş, faşizm ve stalinizm elbette sosyalizm hakkında görüşlerden bahsediliyor. Özellikle en önemli eserlerinden 1984’ün yazımında etkili olan düşüncelerine şahit oluyoruz. Benim gözüme çarpan birkaç nokta; ‘’…Bu şekilde düşünmenin, birbirini geçersiz kılan iki farklı düşünceyi aynı anda savunabilme kabiliyetinin tıbbi adı şizofreni olmalı.’’ Syf. 70, Burnunuzun Ucunda, Yıl 1946 ‘’…birbirini çürüten iki fikri birden savunmak, birbirleriyle çeliştiğini bile bile ikisine birden inanmak, mantığa karşı mantığı kullanmak(…) İşin inceliği buradaydı: Bilinçli bir şekilde bilinçsizliğe razı etmek, sonra da biraz önce kendi kendinizi razı ettiğiniz uyutma işlemini unutmak.’’ Syf. 55, 1984, Alfa Yayınları İngsos’un kutsal ilkelerinden biri olan ‘İkilidüşün’ mantığıyla karşılaştığımız yerlerden biri. Yazısında bu ilkeyi şizofreni ile bağdaştırırken, distopik olarak ele aldığı 1984 kitabında fikri başkarakter Winston’a işliyor, romandaki şekliyle okuyucu içinde daha anlaşılır bir zemin hazırlamış oluyor. ‘’…Rus aileleri başka ülkelerin açlıktan kırılan, sefalet içindeki emekçi sınıfını gösteriyordu. Oysa Batılı ülkelerdeki işçilerin durumu SSCB’dekilere göre öyle iyiydi ki, Sovyet vatandaşlarının yabancılarla temasa geçmesini engellemek Sovyet politikasının temel ilkelerinden biriydi.’’ Syf. 72, Burnunuzun Ucunda, Yıl 1946 ‘’Kitleler asla kendiliklerinden de ayaklanmazlar, sırf ezildikleri içinde. Aslında karşılaştırma yapacakları bir standart olmadığı sürece asla ezildiklerinin farkına bile varmazlar.’’ Syf.263, 1984, Alfa Yayınları Umberto Eco önsözde anlatılanların dörtte üçü distopya değil, tarih diyordu ve oldukça haklı. Orwell’in gözlem yeteneğinin ne kadar kuvvetli olduğunu aynı zamanda yaptığı çıkarımlar doğrultusunda da zekasının ne kadar parlak olduğunu bu kitapta rahatlıkla anlıyoruz. Bahsettiği kitaplar arasında Arthur Koestler’dan ‘Gün Ortasında Karanlık’ yer alıyor. Kitap 1945 yılında yayınlanarak Orwell’i etkilemeyi başarmış. Bu kitapta ise Stalin etkisi altında Sovyet’ten bahsediyor. Koestler’in devrim, savaş hakkındaki yorumu ve gerçekçi bir kalemde ele aldığı eleştirileri merak uyandırıcı. Anti-Faşist yazarımızın etkisini 1984’de nasıl yakalıyoruz? ‘’Kitleler eğitilmeden sosyal kalkınma mümkün değil; sosyal kalkınma olmadan kitleleri eğitmek olanaksız.’’ Syf. 94, Athur Koestler ‘’Güçlerinin bilincine varıncaya kadar isyan etmeyecekler ve isyan etmedikçe de güçlerinin bilincine varmayacaklar.’’ Syf. 97, 1984, Alfa Yayınları George Orwell önemli yazarlardan biri. Buradaki deneme/makalelerinden kitaplarında yansıttığı fikirleri, temel taşları topluyoruz. Henüz tüm kitaplarını okuyamamış olsam da hem yazarı daha iyi anlamak ve tanımak için önemli bir kitap olduğunu savunuyorum hem de sadece 1984 değil diğer kitaplarına ait fikirlerin, temel taşlarında bu denemeler arasına karıştığı düşüncesindeyim. Orwell’in atlanmaması gerektiğine inandığım kitaplarından birisi oldu. Listesine ekleyenlere keyifli okumalar diliyorum...
Dali’den Karakurbağasına Bazı Düşünceler
Dali’den Karakurbağasına Bazı DüşüncelerGeorge Orwell · Sel Yayıncılık · 2016307 okunma
·
400 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.