Gönderi

Geniş toprakları paylaşamayan iki zengin dövüşecek otomobilleriyle ortaya şereflerini koymuşlardı. Çakır Yakup'un bir güvendiği vardı. Çilli Hoca, Buick için bir muska yapmıştı. Herkes biliyordu, bu muskayı üzerine takanın, savaşa bile girse vücuduna mermi, şarapnel, top işlemezdi. Değil Buick, Alman tankı olsa işlemez.. Çakır Yakup Buick'e son bir kez daha baktı. Çilli hocanın verdiği muska gizlediği yerde duruyordu. Bu Çakır Yakup besbelli herkesi sersem sanıyordu. Elin yabandan gelmiş Çakır Yakup'u , şeyh sülalesi ocak olmuş Çilli Hocayı bilir de, bu memleketin eşrafı Rıza Bey Çilli Hocayı bilmez mi? Cadillac'ın radyatörünün içinde de Çilli Hocanın bir muskası vardı. İşaret verecek adam tabanca elinde ortaya çıktı. İki şoför de hazır olduklarını bildirdiler. Tabanca patladı. İki yandan iki homurtu duyuldu. Bütün olan biten bir dakikanın içinde olmuştu. İki araba, iki dövüşken horoz gibi birbirinin üzerine atıldı. Bir çarpışma ... İki motorun homurtusu ... Seyirciler bir çığlık koyuverdiler, kimisi başını iki elinin arasına aldı. Sanki iki araba son hızla birbirine çarpınca başka bir şey mi olacak sanıyorlardı? Ne Buick, ne Cadillac kavgadan kaçmıştı. Şimdi iki araba da parça parça olmuş, birbirlerinin içine girmişti. Yamru yumru olan iki karoser, parçalanan motorlar yere serilmişti. Çakır Yakup Bey, -Eyvah şerefim!.. Ama onunki de ... diye söylendi.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.