Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

67 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Ellis Adası’nın hikayesi 1800’lü yıllarda başlar. Bu yıllara kadar diğer adalar gibi sıradan, üzerinde hayvanların ve bitki örtüsünün özgürce yaşam sürdüğü ve “huzurla” dolu bir adayken, öyle bir devir gelecektir ki burası sadece gözyaşıyla, ayrılıklarla ve ölümlerle anılan, yolu buradan geçenler için bir cehennemi anımsatan, korkularla dolu bir hapishaneye dönüşür. Çeşitli milletlerin - özellikle Avrupa kıtasından ve Osmanlı’dan - başlarına gelen felaketler sonunda kendilerine bir göç yolu, bir kaçış noktası olarak gördükleri Amerika, tüm dünyanın büyük umutlarla göç ettiği uçsuz bucaksız verimli toprakları olan Amerika, oraya doğru yolculuk yapan milyonlarca insanın hayalinde nasıl bir cenneti kim bilir? Oysa nereden bileceklerdi, cennet diye hayal ettikleri bu koca ülkenin aslında onları etiyle, kemiğiyle, emeğiyle sömürmeyi bekleyen koca bir makina olduğunu ve bu makinanın çarkları arasında ezmek için aç bir aslan gibi oradan oraya gezinip durduğunu? George Perec Ellis adasına araştırmacı yazar kimliğiyle girerek vaktiyle göçmen kabul bürosu ve zamanla hapishaneye dönüşen bu adanın tarihteki izini sürüyor, milyonlarca insanla birlikte kendi atalarının da izini de sürerek... George Perec her ne kadar yazar kimliğini kullanarak adaya girip bir araştırma yapıyor gibi gözükse de aslında biraz da kendi kimliğini, köklerini aramaktır. Belki de yıllar önce atalarının da uzaklardan gelip yolunun bu adaya düştüğünü ve burada başlarına nelerin gelmiş olabileceğini gözünde canlandırmaya çalışmış ve onları anlamaya çalışmıştır. Yazar bu kitabında hiç bilmediği ve ait olamadığı dini ve kültürel adetlerine, ananelerine duyduğu derin yabancılıktan biraz olsun kurtulmak istediği için bu ziyareti gerçekleştirmiş gibi görünüyor. E, ne de olsa her canlı bir toprakta, bir kültürde, bir coğrafyada kök salmak, hayat bulmak istemez mi? Göç hikayelerini az çok biliriz çevremizden, üzerine çok edebiyat yapılmış, çok filmler çekilmiştir ve maalesef hala günümüzde de göç etmeye mecbur kalmış milyonlarca insanın neler yaşadığını az veya çok biliyoruzdur. Aileni, yakınlarını kaybetme korkusu, salgın hastalıklar, açlık, kıtlık, insani şartların çok az olduğu ve ne zaman biteceği belli olmayan bir seyahat, hayatını tehlikeye attığını bile bile belki kurtulurum ihtimaliyle sonu gözükmeyen bir yola gitmeye “mecbur” olmak... İşte bütün bunlar ve çok daha fazlasıdır göç. Dilerim gelecekte bunca acı ve göz yaşının eksik olmadığı bu göçler sadece geçmişte kalan hikayeler olarak kalır...
Ellis Adası
Ellis AdasıGeorges Perec · Sel Yayıncılık · 202088 okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.