Gönderi

Suç
Kapının kapanma sesini hatırlıyorum. Artık özgür bir insan olamayacağımı, bir çan sesi gibi duvarlardan sekerek kulağıma gelen yankılı sesle anladım. Arkamdan kapanan bu kapı benim özgürlüğümü irademi yani sahip olduğum her şeyi elimden almıştı. Yüksek perdeden gelen bu yankılı sesi hayatım boyunca bir daha unutamayacağımı biliyordum. Her şeye rağmen yaşamam gerekliydi, çünkü ben insandım. Bir rüyadan uyanır gibi fark ettim bunu. Bir daha ne olursa olsun özgür olamayacak olsam da yaşamaya devam etmeliydim. Kendimi yine kendimle sınıyor gibi lanetli bir ses duydum. Bir fare hızla koğuşun kenarından geçti. Ses daha önceki hayatımda ki fare korkum yok olmuş gibi beni sadece mutlu etti benimle beraber bir canlının olması beni mutlu etti. Aklımdan geçen cümleler gerçek olamayacak gibi geliyordu. Henüz bir hapishanede olduğumu kendime bile itiraf edememiştim. Kendimi yine aynı kendimle sınamak istemiyordum. Yanımda duran, üzerinde samandan bir yastık duran yatak denemeyecek ama bir insanın yatmasu için konulmuş şeyin üzerinde uzandım. Devam eden hayatım buydu. Uzun bir dönem boyunca, insanı rahtsız eden ve gıcırtlı bu yatakta yaşamak zorundaydım. Kendimden nefret etmiyordum. Yaptığım her şeyi hak etmişlerdi. Ben de kendime yaptıklarımı hak etmiştim. Şimdi tekrar olaylara döndüğümde benim burada ne işim vardı diye düşünüyorum kendi kendime. Aklımda tek bir şey kalmıştı, kan. Bir katil için birini öldürmek korkutucu bir şeydir. Bir insan için anlamsız görülebilir. Bunu anlamak için o kanının kokusunu almanız karşınızda ki insanın ölürken ve çırpınırken çıkardığı sesleri duymanız gerekir. Bunları görene kadar bir anlamı yok cinayetin. Öldürdüğün zaman ölümden daha çok korkmaya başlıyorsun. Ancak ölümden korkmak insanın ölümden kormadığı bir zaman var mı diye düşünmeme sebep oluyor. İnsan ölümü tanıyana kadar ancak ölümden korkmadan yaşayabilir. Hangi dine inanırsanız inanın ölümü tanıdığınız an ne kadar güzelleme yapılırsa yapılsın ölüm acınası bir sondur insan için. İnsanı ölğmden bu kadar korkutucu gördüğü bir şeyi bir başkasına yaşatması daha korkunçtur. Katil olmak öyle korkunç bir şeydir ki, ölmek yanında hafif kalır. En korkuncu, katil olarak damgalanmak. İnsan kendi için yaşamaz bu hayatı. Her insan toplum için nefese alır toplum için her sabah kalkar ve lanet işe lanet hayatına devam eder. Bir gün kendi için yaşarsa , katil olur. İnsanın özü bir hayvandan daha acımasızdır. Bir hayvanı bir insnaı en acımasız şekilde öldürebilir. İnsanın kavgası eylemlerinden değil sonrasında gizlidir. Vicdan, hayatı boyunca en ufak bir kötülüğü bile hayal etmemiş bir insanın bile sahip olduğu yaşamayı her an acınası yapan duygu. İnsanı kendi doğası gereği sahip olduğu şeylerle yargılayan vicdan. Siz insanlar benim gibisiniz. Hepiniz en çok ondan korkuyorsunuz. Hatta ondan o kadar korkuyorsunuz ki, bazen vicdanınız uykuya dalıyor ve sorgulamanızı yitiriyorsunuz. Psikologlar buna cinnet diyor. Hapse girmeden önce konuştuğum psikolog yaşadığım şeyin cinnet olduğunu söyledi. Ona verdiğim cevap hep aynıydı tüm seanslarda. “Karısını öldüren bir adamın duçunu keliemelerle boyamayın.” dedim. Suçumu açıkca itiraf etmiştim. Karımı ben öldürdüm. Onu kendi ellerimle ve tüm vicdansızlığımla yine bu ellerle ben öldürdüm. Bana acıya gözlerle bakmanızı umursamıyorum. Çünkü evet ben suçluyum. Ancak siz kendinizi masum mu sanıyorsunuz? Sizler vicdan sahipleri, korku sahipleri siz onlar olmadan nasıl bir halacağınızı biliyor musunuz? Ben açık bir suçluyum. Mahkeme tutanağında suçum ne zaman işlediğim ve cezam yazıyor. Peki ya siz masum insanlar sizler henüz işlemediğiniz kendi korku ve vicdanınızın kapısında nöbet tuttuğu gizli zindanda sakladığınız sıçlarınız bir gün bir isyanda korkularınız ve vicdanınız bu cinnet dedikleri şeyle yenildiğinde kendinizi nasıl kurtarscaksınız. Ne yapıp kurtaracaksınız suçlu olmaktan. Bu hayatta en aciz gördüğüm insanlar iyilikleri ile övülen ancak kötülükleri için güçsüzlüklerini kullanan insanlar. Kötü olmak ne demek bilmiyor bir çok insan. Kötülüğün ne olduğunu anlamak için bile bir sebepleri yok. Gerçek iyilik elinde her şeyi yapabilecek güç varken o gücü iyiye kullanmaktır. Gerçek gücü insanlar para zannediyor. Gerçek güç ne insanın bileğinde ne cebinde saklı. Gerçek güç şu lanet olası kafanın içinde saklı. Bu lanet olası kafanın içinde vicdanı ve korkuları olmayan o insandan daha güçlü insan yoktur. O insandan korkmuyorum. Çünkü her insan o insana dönüşme tehlikesini içinde bulunduruyor. Ben hayatında vicdanı ile korkuları ile değil tamamen kendi isteğinden ve yaşadığından iyilik yapan insana iyi derim. Öyle bir insan var mı? Ben soylu bir ailenin, soylu bir evladı olarak hayatta her şeye sahip her şeye gücü yeten biri olarak doğdum. Bir köle, bir insan veya başka birinden çok üstündüm. Ancak hepsinden daha alçak bir insandım aynı zamanda. Çünkü ben vicdanı kötü bir insandım. Herkesin kötülüklerini engelleyen o vicdanları beni kötülüğe itiyordu. Kendi egom bir hizmetçiye bakmamı bile engelliyordu. Hayatım boyunca aynı şekilde resmedilmiş bir karakterdim. Bu karakter üzerime doğduğum an biçilmiş bir kaftandı. Bir daha üzerimden atamadım. Kendimi çok iyi anımsıyorum geçmişim ve geleceğimi nasıl çöpe atar gibi bir katil olduğumu. Cinayeti işledikten sonra fark ettim. İnsanlar katil olmaz katil doğarlar. Katillerin genleri farklı değildir. Aileleri onlara yapılacak en büyük kötüüğü yapar, her şeye sahip olması gerektiğini öğretirler. Bazı insanların her şeyi vardır. Her şeyi olan insan kötü değildir. Her şeye sahip olmak isteyen kötü olamk zorunda kalır. Çünkü ilk hırsızlık ilk kötülük adına ne dersen de, başkasının sahip oldukların isteme arzusundan doğmuştur. En büyük kötülük sahip olmak istemektir. Çünkü insan bunu istemese de yaşamı gereği bazı şeylere sahiptir. Ancak bir kere sahip olmak ismeye başlayan insan durdurulamaz bir güce sahip olur. Kendi hayatını bir daha eskisi gibi göremez ve benim gibi olur. Evine girer baktığı hr şeyin yerinde daha iyisini görmeye başlar. Bu öyle bir hal alır ki en sonunda dahip olduğu çocukların bile daha iyisini istemeye başlar. Aynaya bakar ve daha iyi bir bedene sahip olmak ister. Bunların hepsi küçük bir çocuğa edilmiş bir sözler başlar. Ben de işte böyle tek bir sözle her şeye sahip olmak isteyen bir adam oldum. Vicdanımı böyle böyle çöpe attım. En sonunda kötülüklerin en büyüğü olan kötülükle lekelendim. Her şeyimi kaybettim. Ailem yok, param yok, ben yokum. Sahip olduğum her şey artık bu odanın içinde. Sorgu dayaklarında şişmiş bir yüz ve bu demir yatak. Sahip olduğum her şeyi kaybetmedim sadece. Sahip olmak istemenin lanetinden kurtludum. Şimdi çıkıp insanlara ben şuanda iyi oldum, beni duyuyor musunuz? Ben şuan işte tam şimdi hayatım boyunca olmdığım kadar iyi bir insan oldum diye bağırsam da herkes bana karısını öldüren bir katil diyecek. Oysa önceleri ben daha kötü bir adamdım. Hem de kötülerin en kötüsü saf kötülükle doluydum. Sahip olduğum her şeyi kaybettiğim için değil. Sahip olma hırsımı kaybettiğim için artık sadece yaşamak istiyoru. Yaşamayı öğrenen insanları bu bahsene koyup, yeniden unutmaları için çabalamak boşuna. Burdan çıkabilir miyim bilmiyorum. Eğer burdan çıkarsam tek bir hayalim var sahip olmamak
·
430 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.