Gönderi

155 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Bir Kimliğin Var Mı Tunda?
#Spoiler# Kitap, Birinci Dünya Savaşı sonrası bir dönemde Franz Tunda adlı karakterin başından geçen olayları anlatıyor. Yaklaşık 10 yıllık bir zamanda geçen hikayede bir kentten diğerine sürükleniyorsunuz. Tunda isimli karakter anlaması zor olan bir karakter. Kendisi de geçmişte önüne çıkan rastlantılara boyun eğdiği için utandığını söylüyor. Kitaba başladığınızda bir Avusturya milliyetçisi ve imparatorluğu seven üsteğmen görüyorsunuz. Daha sonra esir düştüğü Rusyada almış olduğu yeni isme bir kimlik kattığını, kendi kimliğinden uzaklaştığını görüyorsunuz. Çünkü o artık Bolşevik ihtilali sonrası savaşan bir devrimci olmuştur. Savaş bittiğinde ülkesine marşlarla bir kahraman olarak dönmek isteyen üsteğmen artık Moskova sokaklarında Enternasyoneli mırıldanmaktadır. Kitabın bu kısımlarında sevdiği kadın Nataşa üzerinden burjuvazi-proletarya ilişkisi irdeleniyor. Tam yeni kimliğine alışmışken bu hayatından da sıkılıp Avusturyadaki hayatını özlemeye, eski nişanlısını merak etmeye başlıyor. Bir anda Baküdeki hayatını ve eşini bırakıp Avrupa’ya dönüyor. Burada yaşamı üzerinde yoğun bir gözetlenme olduğunu ve insanların her an birbirini gammazlamaya hazır olduğunu da belirtir. Viyanaya döndüğünde ise hayatın artık değiştiğini ve ona farklı bir gözle bakıldığını da görmüştür. Çünkü doğduğu topraklara dönmüş bir ‘Sibiryalı’ rolünü oynamaya çalıştığını, Baranoviç isminin öldüğünü ancak Tunda’nın da doğmadığını mektuplarında dile getirmektedir. Beş parasız bir halde Viyanada muhtaç haldeyken, sevmediği abisinden gelen bir mektupla kendini Almanya’da bulur. Almanya’da bulunduğu bölümde en çok kültür üzerine yapılan tartışmalarda bulur kendini. Oluşturulması hayal olan ortak Avrupa kültürünün oluşmayacağını açıkça da dile getirir. Dönem itibariyle Avrupa’nın yeni devrimi sonrasında Sovyetlere bakış açısını, toplum içerisinde çoğunluğun oluşturduğu ‘yasa’lara bütün insanların uyma zorunluluğunu anlatır yazar. Yine bu zaman aralığında karakterimiz eski nişanlısını merak eder ve uğruna Paris’e gelir. Buradaki durumdan da bahsedilir ve beklenen karşılaşma gerçekleşir. Ama kimsenin birbirini tanımadığı ve birbirlerinin yanından öylece geçtiği bir karşılaşma. Kitabın son kısmında da belirtildiği gibi bu kadar yaşananlar sonrasında karakterimizin mesleği yoktur, kimseye aşık değildir, keyifsiz ve ümitsizdir. Ne hırslıdır ne de bencildir. Kitap anlattığı dönemle ilgili olarak güzel noktalara değiniyor fakat çok derin, detaylı aktaramıyor bu noktaları. Karakterimizin bu yolculuğunun daha detaylı, gitmiş olduğu yerlerdeki kültürel, politik ve ekonomik çevreyi daha derinlikli vermesini isterdim. Yaklaşık 130 sayfada daldan dala bir anlatım olmuş. Bir de okumuş olduğum baskıda çok fazla yazım yanlışı bulunması da okuma zevkimi düşüren bir etken oldu. Gitgeli olan bir karakteri okumak zevk verse de tam tatmin olamadım. Okumayı düşünenlere şimdiden iyi okumalar.
Sonsuz Kaçış
Sonsuz Kaçış
Joseph Roth
Joseph Roth
Sonsuz Kaçış
Sonsuz KaçışJoseph Roth · Ayrıntı Yayınları · 201797 okunma
·
165 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.