Gönderi

SEKSEN ÜÇ YIL ÖNCE BUGÜN...
Bir milleti küllerinden yeniden doğurup Cumhuriyet rejimi ile beraber modern bir devlete dönüştüren Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümsüz ölümünün yıl dönümü. Mustafa Kemal deyince akıllara ilk Selanik'teki pembe çok katlı ev, annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Bey, okuduğu yatılı harp akademisi, kazandığı savaşlar ve bizlere emanet ettiği bu vatan gelir. Peki bunlar dışında Mustafa Kemal Atatürk kimdir? Bir doğaseverdir: O zamanın şartlarında bir ağacın yok olmaması için koca bir binayı yerinden oynatan bir doğasever. Bir bilim insanıdır: Günümüzde türkçe olarak kullandığımız bir çok matematik ve geometri terimini kendisi literatüre eklemiştir. Bir kitapseveridir: Kütüphanesinde bine aşkın kitap bulurdu. Bir kitaba başladı mı eğer ilgisini çekerse onu bitirmeden uyuyamazdı ama içlerinden birini cephede dahi yanından ayırmayıp ara ara okurdu Reşat Nuri Gültekin'den Çalıkuşu'nu. Bir sporcudur: Yüzme, binicilik ve çeşitli kürek sporlarında oldukça ilgili ve başarılıydı. Bir sanatseverdi: Bir çok türküyü ezbere bilen ve çok seven atamız aynı anda batı müziklerine de çok ilgiliydi. Bir vatanseverdi: Daha ömrünün gençlik yıllarındayken planlarını kurduğu Cumhuriyet için; özgür, demokratik, bağımsız bir vatan uğruna yaşamıştır. Halktan biriydi: İstanbul'da, Anadolu'da, gittiği yer yerde genç, çocuk, yaşlı demeden herkesle muhabbet ve iletişim içinde onlarla beraber denize giren, sporlara katılan, çocuklarla oyun oynayan, gençlerle derslere giren bir liderdi. İşte Atatürk... Sadece askeri ve siyasi zekası ile değil; çağdaş, bilime ilgili, sanata ilgili, sporcu, çalışkan, okuyan, araştıran, araştırdıkça sorgulayan, sorguladıkça düşünen bir liderdi. '' Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. '' Her insan ölümlüdür ama fikirler, ideolojiler onlar ölümsüzdür. Atatürk gibi insanların farkı bu küçük ayrıntıda gizlidir. Onlar da bir gün ölürler ama unutulmazlar; fikirleri, ilkeleri, bıraktığı büyük miraslarla her zaman zihinlerde ve kalplerde yaşar. ''Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir.'' Anlıyor ve hissediyorum. En azından anlamaya çalışıyorum, bugünü instagram ya da başka bir plotformda fotoğraf paylaşmaktansa bu yazıyı yazmayı tercih etmemin sebebi de budur. Atatürk'ü sevmek sadece lafta veya bir fotoğrafla olmaz, olamaz. Onun bizlere bıraktığı mirasın ilkelerini, değerini anlamak. Bu mirası korumak uğruna çok çalışmak, çok okumak ve ülkemizi ilelebet korumak ve geliştirmek gayesinde olmak. İşte ancak bunları yaparsak Atatürk'ü sevmiş, anlamış ve onunla tanışmış oluruz... Kendisini bir gün Anıtkabir'de ziyaret edip, anmak dileğiyle...
·
140 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.