Gönderi

144 syf.
8/10 puan verdi
Özgürleştirmeyen Eğitim Aptallaştırır
Fazilet sadece Telemak’ta mıydı? Bence değildi. Çocuğun bir başka öğreticinin akıl yürütmelerine ve açıklamasına gerek duymadan kendi iradesiyle böylesi bir başarı sağlaması öğretmenlerdeki sözlü açıklamaların gerekliliği hususunda beni soru işaretlerine boğdu. Öğrencilerin empirik bir olay sonucunda Fransızca kelime ve çekim eklerini öğretici yardımı olmadan öğrenmesi üstelik bunu her birinin kendi başına yapması “yazılı açıklamları açıklamak için sözlü açıklamalara ihtiyaç vardır” paradoksunun karşısında fikirsel bir devrim niteliğindedir. Yani öğretici öğrencisine bilmediğini de öğretebilirdi, cahil hoca bunu bize kanıtladı. Yazarın eski eğitimde çocuklara dayatılan hiyerarşik sınıflandırma ve seviyelere tabi tutulmasına yaptığı eleştirilerde katılıyorum. Çocuklara farklılık güzellemesiyle vurulan damgalama ve eşitsizlik durumu öğrenci içindeki güdülenmeyi yok etmektedir. Öğreticiler sürekli öğrencilere aşamalar vererek onlara her seferinde yolun başında olduğunu hissettirdiler. Yeni formüller, yeni kitaplar ve yeni uçurumlar… Cehalet uçurumları… Öğrenci her seferinde kendine uçurum yarattı ve öğretici her seferinde bu uçurumları örtmeye endeksliydi. Peki bu böyle nereye kadar gidecekti? Açıklamalardan arınmış bir eğitim büyük bir devrimdi fakat insanı tasvirlemekten geri koymuyordu. Bu devrime yakın Sokratesçilik tekniği vardı ama o da özgürlük ve iradeden yoksundu. Çünkü yine öğretici hükümdar öğrenen köle sıfatındaydı. “Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır” demek yerindeydi. Yazar çocukların ve yetişkinlerin açıklayana ihtiyaç duymadan okumayı, yazmayı, müzik çalmayı ve yabancı bir dil öğrenebilmelerini zekaların eşitliği hususunda bir dayanak olarak görmüştür. Bu dayanak çoklu zeka kuramına adeta savaş açmıştır. Biyolojik farklılıklardan ziyade insanlarda derin uçurumlar bana kalırsa da yoktur. Ama tamamı ile zekaların hepsi eşittir demek tartışmaya açıktır. Modern hayatımızda çocukların önüne formülleri yığıp alın kendiniz öğrenin demekte dünyanın dijital yerlisi olan çocuklar için oldukça küçümsenir olacaktır. Çünkü dijitallerle donatılmış 21.YY çağındaki çocuk kendi başına öğrenirken bile Google’ın karanlık dehlizlerinde boğulacaktır. Benim bu kitapta kendime ayırdığım noktalar: Çocukları damgalamadan, ezberleme yöntemiyle hafıza kirliliği yaratmadan, onları güdülenme ve motivelenmeden eksik bırakmayarak özgür bir zihin ve iradeleriyle kendi hükümdarları olan çocuklar…
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,342 okunma
·
732 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.