Veba Yılı Günlüğü / Danıel Defoe Başka bir vebalı gidip ahbap olduğu bir evin kapısını çalmış. Evin hizmetkârı adamı buyur etmiş ve ev sahibinin yukarıda olduğunu söylemiş. Adam yukarıya koşmuş, bütün ailenin yemekte olduğu odaya dalmış. Ne olup bittiğini anlamak için şaşkınlıkla ayağa kalkmak istemişler. Adam onlara oturmalarını, çünkü yalnızca veda etmek üzere gel diğini söylemiş. "Hayrola? Nereye gidiyorsunuz?" diye sormuşlar. Adam da, "Gitmek mi? Hastayım. Yarın akşam öleceğim," diye yanıt vermiş. Nasıl dehşet içinde donup kal dıklarını tarif etmek zor olsa da anlamak hiç zor değil. Yukarıda kitapta geçen olayın daha vahimlerini 21. Yüzyılda bile yaşamadık mı, yüz yıllar geçmiş ama insanlar bilinçlenmemişti. Umreden gelen vatandaş kordona olmasına rağmen hayır düzenleyip tüm köylüyü davet edip üstüne birde herkesle tokalaşmış ve tüm köye korona bulaltırmıştı:) Birde ne vardı, kovit bulaşan hasta dezenfektan içerek zehirlenmişti:) virüsü temizleyeceğiz derken hayatından olacaktı. O dönemler vebadan ölenlerin sayısı yüzlerce, binlerce ve sokaklarda aniden düşüp ölenler, cesetler... Salgın hastalıkla mücadele konusunda yöntemlerin hiç değişmemiş olması, aynı yöntemlerin hala güncelliğini koruması bir soruyu aklıma getiriyor; geçen bunca yıla rağmen virüsle mücadele de aynı yöntemin kullanılması aslında gelişmemiş olduğumuzu göstermez mi? Ve salgın hastalık söz konusu olsaydı, o zamanlarda ki gibi sokaklarda düşüp ölenler, ölü sayıların fazla olması gerekmez miydi? Acaba gerçekten bir salgın mıydı yaşananlar? Yoksa tıp alanında çok ilerledik de önüne mi geçtik tüm bu kötü seneryoların? Virüsle mücadele ve uygulamalar konusunda hiç aşama katedilmemişken tedavi konusunda mı çok aşama katettik? Aklımda deli sorular... Kitapla ve sevgiyle kalın...

Veba Yılı GünlüğüDaniel Defoe · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016852 okunma

·

94 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nahif Okur