Gönderi

323 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Arka kapak yazısını okuduğumda heyecanlandığım, beklentiye kapıldığım kitaplardan biri olan Zama, beni hüsrana uğrattı desem inanır mıyım kendime? Hayır hayır, inanmakta zorlanırım. Çünkü beklentiye kapılmış olmam beni üzer. Antonio Di Benedetto'nun kaleme aldığı Zama, uzun bir bekleyişin öyküsünü bize aktarıyor. Bekleyiş dediğime bakmayın, akıllı, mantıklı, üsluplu olmadıktan sonra benim gözümde bekleyiş değildir. Kitabı okuduğum süreçte çok öznel tutum sergiliyorum diye düşünsem de işin içinden çıkamadım. Ben bu kitapta hovardalık ya da çapkınlık macerası okuyacağımı düşünmemiştim. Ana karakterimiz Diego de Zama'nın beklediği gemi gelene kadar atacağı adımların gayet yerinde olduğunu, bu bekleyişe bir anlam katacağı çabalarda bulunacağını hayal etmiştim. Oysa Zama, geleceğini bir avuç çapkınlık üzerine kurarken her çapkınlığın sonunda gemiyle gelecek olan mektubun sahibi, yani eşi Marta'ya vardırması hiç etik değildi. Olsun ben bu adada şu anımı yaşayamasam da uzaklarda bir yerde beni nasıl olsa bekleyen, beni seven, çocuklarımın annesi Marta var fikri midemi bulandırdı desem abes kaçmaz değil mi? Julia Cortazar, hazırlamış olduğu arka kapak yazısında Benedetto'nun kaleminden için "Bizi tüm tuhaflıklarını koruyan deneyim ve davranış biçimleriyle baş başa bırakıyor," demişti. Öyle haklı ki tüm bu tuhaflıkları sindirmek için kitapla epey mücadele ettim diyebilirim. Üç bölümden oluşan Zama'nın her yeni bölümünde Diego değişecek ve sevilecek bir yönü ortaya çıkacak derken kitabın kapağını kapattığımda hâlâ tiksiniyordum. Kahramanıyla kavga ederek okuduğum nadir kitaplardan biri oldu. Teşekkürler Antonio Di Benedetto! Okuma tarihime bir iz bıraktın!
Zama
ZamaAntonio di Benedetto · Alakarga Sanat Yayınları · 201936 okunma
·
116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.