Gönderi

155 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 9 hours
Hayat belirsiz değil çok gerçek ve somut bir şeydir ; tıpkı hayatın görevlerinin çok gerçek ve somut olması gibi. Her insanın farklı ve özgün bir yazgısı vardır bu nedenle hiçbir insan ve hicbir yazgı başka bir insan ve yazgıyla kıyaslanamaz. Hiçbir durum kendini tekrar etmez ve her durum farklı bir cevap gerektirir. Bazen insanın kendisinin içinde bulunduğu bir durum , onun kaderini eylemiyle değiştirmesini gerektirir. Bazı zamanlarda derin derin düşünme ve bu sayede bazı değerlerin farkına varma insan için daha avantajlıdır. Bazen insan sadece kaderini kabul etmek ve çarmıhını taşımak zorundadır ve karşımızdaki durumun meydana getirdiği sorunun doğru bir yanıtı vardır. İnsan kaderinin ıstırap çekmek olduğunu fark ederse, ıstırabı kabul etmeyi de bir görev olarak benimseyecektir.Bu onun tek ve kendine özgü görevidir. Istırap içinde bile evrende biricik ve yalnız olduğunun farkına varmalıdır. Kimse onu ıstırabından kurtaramaz Onun özgün fırsatı bu yükü taşıma biçimindedir. Biz tutsaklar için bu düşünceler gerçeklikten uzak spekülasyonlar değildi. Bunlar bize yardımcı olabilecek yegâne düşüncelerdi. Bizi , hayatımızı kurtarma şansımız olmadığında çaresizlikten korudu.Bizim için hayatın anlamı, daha geniş yaşam ve ölüm, ıstırap ve ölme döngüleri kucaklıyordu. Istırabın anlamı bize görünür olduğunda, kamptaki işkenceyle, görmezden gelerek, sahte yanılgılar arkasına saklanarak veya yapay bir iyimserlikle başa çıkmayı reddettik.Istirap artik sırtımızı dönmek istemediğimiz bir görev halini almıştı. Bizim de halledecegimiz ne çok acı vardı ( sayfa 88, 89 ) İnsanın cesaretle katlandığı bu acılar ve gerçeklikler bizzat yaşayanlar kadar kimsede derin yankılar uyandırmasa da yaşayanlar için büyük bir gurur kaynağıdır.O dönemdeki kuşak gerçekçidir çünkü biz insanoğlunun gerçekte kim olduğuna bizzat tanıklık etmişlerdir. Sonuç olarak Auschwitz deki gaz odalarını icat eden de ( !!! ) gaz odalarında dudağında Tanrı nın buyruğu Şema Yisrael ile ( yazar ilk toplama kampına getirildiğinde üzerine giydiği gaz odalarında öldürülmüş bir mahkumun kıyafetinin cebinden çikan bir kağıda yazılı dua ) dimdik giren de insandır .Bu ınsanların anlam arayışını istirapla başa çıkma gücünde bulduklarını görürüz. Bu gücü kendinde bulan yazarımız eseriyle karşımızda varlığını koruduğu için onu tanımaktayız peki ya anlam arayışı gaz odalarında son bulmuş adını bilmediğimiz nice kahramanlarımız, her biri teker teker binlerce resimden oluşan bir film karesi , her biri mantıklı ve anlamlı. Tipki ölüm döşeğinde hayatın en son karesinde kavradigimiz hayatın anlamlılığı gibi.Peki bu insan hayatını anlamlı kılan nedir? Istırap çekmek mi? Hayat ıstırap çekmekle de anlam bulmaz . Sadece ıstırabın kaçınılmaz olduğu durumda anlamın ıstıraba rağmen hatta onun sayesinde insanı hayata tutunduracak en ufak bir ümide bel bağlayarak bulunabilir.Insan her şeye alışabilen bir varlıktır der Tolstoy ;en alışılmaz gibi görünen ıstırabın, acının, ümitsizliğin girdabına alışmaya çalışan yazar " evet insan her şeye alışır ama bunun nasıl olduğunu bize sormayın " der. Çünkü kurtlar sofrasindadir. Suç işlemeyi ve suçlu olmayı tercih edenlerin sofrasında.Bu sofrada bile insan olmaya muktedir değerlerini en ince ayrıntısına kadar muhafaza eder. "Kurtlar sofrasına oturulmasini bilmek gerekir , ama öyleyse ben bunu yaparken kurt kılığında kuzu olmayı tercih ederim der."
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202336.1k okunma
·
126 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.