Gönderi

-Nazım Hikmet, "Saman Sarısı" adlı uzun şiirinin ortalarında Abidin Dino'ya soruyordu: "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil. Ne de ak örtüde elmaların Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini. Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" -Abidin Dino, Nazım Hikmet'in sorusuna karşılık yazdığı şiirinin son mısrasında şu sözlere yer vermişti: Kokusu buram buram tüten Limanda simit satan çocuklar Martıların telaşı bambaşka İşçiler gözler yolunu. İnebilseydin o vapurdan Ayağında Varna’nın tozu Yüreğinde ince bir sızı. Mavi gözlerinde yanıp tutuşan Hasretle kucaklayabilseydim Seninle, bir daha. Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi Bağrımıza bassaydık seni Nazım, Yapardım mutluluğun resmini Başında delikanlı şapkan, Kolların sıvalı, kavgaya hazır Bahriyeli adımlarla düşüp yola Gidebilseydik meserret kahvesine, İlk karşılaştığımız yere Ve bir acı kahvemi içseydin. Anlatsaydık O günlerden, geçmişten, gelecekten, Ne günler biterdi, Ne geceler… Dinerdi tüm acılar seninle Bir düş olurdu ayrılığımız, Anılarda kalan. Ve dolaşsaydık Türkiye’yi Bir baştan bir başa. Yattığımız yerler müze olmuş, Sürgün şehirler cennet. İşte o zaman Nazım, Yapardım mutluluğun resmini Buna da ne tual yeterdi; Ne boya… Abidin Dino #SamanSarısı
·
101 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.