Gönderi

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’yi Okumak
İnsanın iç dünyasına bir bakış atıp gördüğü şeylere katlanabilmesi ne kadar korkunç bir eylemdir? Dostoyevski’nin bu korkunç eylemi hemen hemen her kitabında adeta doğal bir olguymuş gibi basitçe yapması onun, kendi deyimi ile, ‘’yer altında’’ dolaşmakta ne kadar çok ustalaştığının bir kanıtıdır. İnsan çok düşünmeden yaşar. Kendini kendine yabancı kılarak topluma ayak uydurur. Kendine yabancı olan insan eylemlerinde toplumun ona dayattığı ‘’normalleri’’, ‘’olması gerekenleri’’, ‘’yapılması gerekenleri’’ göz önüne getirir ve bunlara göre hareket eder. Durup sorgulama yapmadığı ölçüde de içi rahattır. Günümüz toplumu bireyin düşünüp sorgulamasını sürekli baskılamaya çalışır. Yeterli büyüklükteki bir çoğunluk bir eylemi gerçekleştiriyorsa o eylem kabul görülen bir eylemdir. Bireyler içlerindeki hayvansı, ilkel ve hatta yeri geldiğinde şeytani olabilen dürtüden farkında olmasalar da, farkınanda olup inkar etseler de hemen hemen her zaman direktifler alırlar. ‘’Daha fazlasına sahip olunmalı’’, ‘’daha fazlasını tüketmeli’’, ‘’daha güçlü, daha güzel olunmalı’’ vb. Böylece birey bir topluluğa ait olup o toplulukla birlikte akıp gitmenin doğurduğu ‘’kendinden uzaklaşma’’ olgusunun kendi içinde açtığı boşluğu doldurmaya çalışır. Fakat maymun iştahına sahip olan insan içindeki bu boşluğu doldurduğunu zannedip kendini kendince sürekli ileriye taşıdığını düşünse de bu çaba ona hiçbir zaman yeterli gelmeyecek ve içindeki boşluk sürekli büyümeye devam edecektir. Tüm bu bahsedilen şeyler kulağa oldukça kötü ve acınası şeylermiş gibi gelse de aslında bu mücadele kısaca ‘’hayat’’ olarak tanımlanabilir. İnsanın ‘’hayat mücadelesini’’ diğer insanlar gibi ‘’normlara uygun’’ olarak sürdürmek istemesi de gayet doğal bir şeydir. Fakat bu hayatta durup içindeki boşluğa bakıp onu ‘’kabul eden’’ insanlar da vardır. Rus yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski de içindeki bu boşluğu, ilkel ve hatta şeytani dürtüleri görüp onları en iyi şekilde betimleyen insanların başında gelir. Daha sonraları Freud, Dostoyevski’nin içinde alelade gezinip insanlara aktardığı ‘’Yeraltını’’ literatüre ‘’ID’’ olarak aktaracaktır. İnsanın içindeki bir başka benliği olan ‘’ID’’ ya da yazının geri kalanında Sabahattin Ali’den esinlenerek ‘’İçimizdeki Şeytan’’ diyeceğim olgu ile tanışması, onu kabul etmesi ve onu incelemesi oldukça ufuk açıcı ve bir o kadar da korkunçtur. İnsanın içindeki şeytan ile yapacağı her türlü eylem, düşüncede kalsa bile o insana ait en büyük mahremiyetlerden birini oluşturur. Öyle ki insan bazen bu düşünceleri kendine açmayı bile mide bulandırıcı, korkunç ve şeytani bulabilir. Dostoyevski okumak işte bu anlarda insana kendini ve kendi içindeki şeytanı kabul etme yolunda kılavuzluk eder. Dostoyevskinin iyi ve kötüsüyle tüm eserlerini okuyup kendi içimdeki şeytan ile o beni kandırmadan veya her şeyden habersiz basit ve hırslarımdan ilham alan bir hayata itmeden yüzleşmek istiyorum. Siz de kendiniz için kendinize rağmen dönüp içinizdeki boşluğa bir göz atın. Ya da hayat mücadelenize soluksu devam edin.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
44 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.