Uzun süre sonra heyecanla, merakla ve hemen hemen her sayfasında şaşkınlıkla okuduğum kitap. Yazar kitabı 10 yılda yazmış ve bu süreçte kaleme alırken her safhasında gerçekliği yaşatmak için ince ince işlemiş düşüncelerini. Kitapta sunni ve şiiler arasındaki mücadele renkli tasvirlerle anlatıyor. Kitabın kahramanının, cennet bahçelerini vaad ederek bu vaadine nasıl hayat verdiğini göreceksiniz. Karakterler o kadar gerçekci ki, alamut kalesinde var oldukları hissine kapılıyorsunuz okurken. Hassan Sabbah'ın hırsı, azmi, arzuları ve bunlara bağlı olarak yaşamında değer verdiği tüm öncelikleri yegane amacına göre şekillendirmesi, bunu yaparken dehşet bi şekilde akla hayale sığmayan yollara başvurması tüyler ürpetiyor. Filozof olmasının yanı sıra bilgiyi harmanlayarak ele alıp, uzun vadeli hesaplar yaparken sabırlı hareket etmesi ve yaptığı onca korkunç şeye rağmen zekası insanda hayranlık uyandırıyor. Okurken hep şunu, söyledim kendi kendime; kötü olmak gerçekten zeka işi. Her zeki kötü değil elbette ama, iyi insanın düşüncelerine hakim olarak kendi kötülüğünü bunları da ele alarak yaşatmak için, çift yönlü düşündüğünden kötü biri zekasını zorlamalı.. Çünkü kitapta Hasan Sabbah, insanlığın doğası üzerine kafa yorarak davranışları ve beklentileri hakkında gözlem yapıp, türlü türlü denemelerinden sonra insanları elinde tutmak, onlara ulaşmak ve amacını usul usul empoze etmek için zekasıyla çıkarımlar yapıyor. En nihayetinde kendisine körü körüne bağlı, ölümü bile göze alacak ve yine zeki olan gençleri ikna edecek bi güçle zalimce hedefine odaklanıyor. "Hiçbir şey gerçek değil, her şey mübah." fikriyle aslında kitabı okurken bizi nelerin, beklediğini tahmin edebiliriz. Tekrar okuma arzusu uyandıracak güzel bir kitap. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

AlamutJames Boschert · Yurt Kitap Yayın · 20123,241 okunma

·

138 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dilek Buyruk