borç, bugünün insanının yaratım durumu. öyle ki bugünün insanın yarının borçlandırılmasını yaratacak konumda artık. şöyle ki sistem - ki sistem nedir bilinmemekle beraber bir çok değişken isim alabilir; makro olarak ulus/dev-let, kapital, liberalizm, ... mikro olarak aile, din, toplum, okul... gibi - yöneticileri bireylerin dominasyonunu sağlamak için muazzamiyet derecesinde bir güç bulundurmakta ellerinde:para. bu yöneticiler para-politikasını ekonomiksel anlamda yönetip günün sonunda kazanan hep kasa olarak şekilde ayarlanmıştır. yani bir anlamda devasa bir kumarhane. bugün yaşadığımız dünya bir tür kumar salonu; o salonda kasa her kumar da olduğu gibi kazanan, devletler sürekli olarak borçlanan, bireyler ve aileler o borca hizmet eden bir tür çark. ve o çarkın dişlileri arasında ezilenler olarak imali edilmiş borçlandırılmış insanlar. oyun şöyle başlar kişi doğar tabakası ne ise ona göre yaşam biçilir. yaşamı biçilen kişi her anlamda ve her şekilde sürekli borçla yaşar. ve bu döngü bir tür miras gibi nesilden nesile aktarılacak şekilde düzenlenmiştir. misal memur kişi maaş alır sistem aldığı maaşı öyle bir hesaplamıştır ki o memurun harcağacağı her birim paranın ne olacağını bilir. ve de memuru ona göre hareketlendirir. veya şirket yöneticisi; şirket kurar sermayesi bellidir o sermaye ya faizle/kur oranlarıyla kendini besleyebilir ya da asla bir karlılık yaşayamaz. e tabi o şirketlerin sahiplerinin kendini zengin hissetmelerini sağlatmak için asgari geçimli işçileri vardır. işte paryalar. bu paryalar bulundukları yoksulluk nöbetinden kurtulamazlar. çünkü tutukları nöbet çok kutsaldır; yoksulluk sınır nöbeti. bu paryalar öyle eğitilmişlerdir ki nöbetlerini terk etmek akıllarına dahi gelmez. peki bu eğitim nasıl verilir; basit, devlet okulları, dini kurum kuruluşlar, ha bide televizyon ve telefonlarla.... alınan şükür eğitiminin ardından tabakalarında ömürlerini tamamlayıp nöbetlerini gönül rahatlığıyla devrederler. nöbete devam eden bir kısım paryalarda kendilerine sıçrama tahtası arar dururlar ömürleri boyunca . günümüzde ki sıçrama tahtalarından bazıları; en çok kullanılan kur oranları, popüler olan coinsel borsalar, ve yıllık ibadetleri piyango olarak sıralayabiliriz sıçrama tahtalarını. işte sistemin mekanizmal dişlilerinin kısa bir kısmı. eskiler borç yiğidin kamçısıdır derlerdi bunun modenizasyonu, o kamçı artık bir kırbaç(bu biraz daha fantazik gibi ); o yiğitlik zaten ölü. kısacası bugün para bir şiddet aygıtı olarak kullanılan yegane araçtır. üstadında dediği gibi : " tanıklık ettiğim dünya, şiddet kullanılarak yönetiliyordu. ancak kimse bunu itiraf etmiyordu. hatta şiddet kelimesi bile gömülmüştü. onun yerine başka bir kelime kullanılıyordu: Para. çok daha nazik. çok daha yasal. çok daha ahlaki. çağdaş uygarlıkta şiddetin anlamı paraydı." esere geleceksek. daha çok veri analizi üzerine hareketlilik ile yazılmış kısa örneklerle durum tahlili yapılmış, bazen yorum yapılıp yorumsallıklara başvurulmuş, nietzche, foucault, marx ..gibi düşünürlerin görüş ve düşüncelerine değinilmiş okunası bir kitap. İNSANLAR İKİYE AYRILIR - Borçlular - Alacaklılar... iyi seyirler.

Borçlandırılmış İnsanın İmaliMaurizio Lazzarato · Açılım Kitap · 201464 okunma

·

229 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Serdar Tuzer