Gönderi

363 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Su gibi akıp giden Kuledeki Kız yorumuyla geldim. İlk kitap hepimize biraz karışık gelmişti. İçerisinde Rus kültürüne ait bir çok terim vardı. Fantastik kurgularda hiç görmedeğimiz, daha önce hiç duymadığımız isimlerde yaratıklar okuduk. Bir de karakterlerin birbirlerine taktığı lakaplar işin içine girince zorlandık ama adapte olunca da aşırı sevdik. Ayı ve Bülbül güzel alın, okuyun demiştim. Kuledeki Kız, benim için ilk kitabı beşe katladı. O kadar güzeldi... Her sayfa aksiyon, heyecan ve deli gibi merakla geçiyor. Bu sefer kurguya aşina olunca öyle bir akıp gidiyor ki anlatamam. Zaten Vasya’nın çocukluğundan çıkınca cidden artık bambaşka bir şeye dönüşüyor. Morozko, Vasya, Vasya’nın abisi ve ablası gibi daha bir çok karakterin bakış açısından okuduğumuz sahneler var. Hikaye o kadar hareketli ki sizi peşinden sürükleyerek götürüyor. Vasya artık çocuk değil. Ve artık işin o kısmı geride kalınca, ciddi anlamda harika bir şeye dönüştü. Morozka hakkında gizemli şeyler öğreniyoruz. Bu kitapta az olsada kilit noktalarda her daim ortaya çıkması çok heyecanlıydı. Ayrıca Vasya’nın her şeye rağmen bu kadar güçlü, kendisi ve sevdikleri için dik durması beni çok etkiledi. Ölümsüz Kış Kralı’na da aşık olmadık demeyiz artık. Büyük olaylar oldu. Büyük şeyler yaşandı ve kalbimi sızlatan bir çok sahne oldu. Vasya benim hiç unutamayacağım bir karakter olacak. Morozko ve Vasya arasında olacakları artık daha bir merakla bekliyorum. İlk kitabı okuyup sevdiyseniz bu kitap çok daha fazlası…
The Girl in the Tower
The Girl in the TowerKatherine Arden · 2017331 okunma
·
1.187 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.