Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
"Sana, beni asla tanımamış olan sana." cümlesi tüm kitabın anahtarı gibi.. Okuduğum incelemelerde bilinmeyen kadının saplantılı aşkını anlamsız ve gerçeklikten uzak bulanlar olmuş ve bu beni bir hayli üzdü. Çünkü bilinmeyen bir kadın kesinlikle var olduğuna inandığım ve derin bir şekilde özdeşleştiğim bir karakter. Hikaye yüzde seksen oranla günümüzde de yaşanabilmesi mümkün olan bir aşkı anlatıyor. Ben böyle aşkların varlığına inanıyorum. Böyle bir aşkın varlığını saçma bulanlara ise aşkı hiç hissedemedikleri, hayatlarında böyle saf, güzel bir sevgi ile hiç karşılaşmamış olmalarından dolayı yalnızca üzülüyorum. Siz hiç platonik bir aşk yaşamadınız mı? Hiç ona itiraf edemeden belki de reddedilme korkusuyla uzak kalıp onu yalnızca uzaktan izlemediniz mi gerçekten? Ya da onun yüzünü bir dakika görebilmek için saatlerce beklediğinizde, karşınıza çıktığı ilk anda kalp atışlarınız ritmik bir bozulmaya maruz kalmadı mı? Aşık olduğunuz insanın hayatını, neler okuduğunu, nelerden hoşlandığını, gününü nasıl geçirdiğini ne bileyim nasıl yemek yediğini belki, günlük rutinlerini, insanlarla olan iletişimini, gizli kalan çocuksu saçma takıntılarını hiç merak etmediniz mi? Onun sevdiği şeylere karşı bir anda sizin de ilgi duymaya başladığınız, elinden düşürmediği kitabın satır aralarında onu aradığınız, onunla aynı duyguları hissetmeye çalıştığınız falan olmadı mı gerçekten? Bunlar küçücük bir çocukken bile başınıza gelebilecek türden saf, temiz duygular.. En azından bu kısmıyla bile özdeşleşilebilecek bir kitap. Hiç mi sevdiğiniz adamın çocuğunu taşımak istemediniz? Belki doğurmadınız ama istediniz. Kitabın aşık olunan karakteri Bay R. de gayet toplumumuzun son zamanlarda yaygınlaşan erkek profilini izliyor. Hiçbir kadını tanımak istemeyen, kadının kalbindeki duygunun, iç güzelliğin farkına varmadan, düşüncelerini önemsemeden; yalnızca yüzünü bir daha hatırlamayacağı yüzlerce kadından sağlayacağı bedensel hazzı alma yolunda, bir sonraki karşılaşmada ismini dahi hatırlamayacağı ve hatta ismini öğrenmeye bile zahmet etmediği onca kadına oldukça nazik yaklaşımlarda bulunarak tek gecelik soğuk ilişkisine dahil etme savaşı... Bay R.'ler hiçbir zaman kolayca ağına düşürdüğünü sandığı kadınların kalbinde belki de uzun yıllardır var olduğunu tahmin edemez. Bir kadının duyguları olabileceğini hesap edemez. İnsan kendinde hiçbir zaman var olmayan bir duyguyu nasıl hesaplayabilir ki zaten değil mi? Bilinmeyen kadın aşkını itiraf etmedi çünkü o yalnızca fark edilmek, tanınmak, hatırlanmak istedi. Sıradan bir insan olarak kaldı Bay R.'nin hayatında. Hiçbir zaman ona kendinden bahsetmedi zaten sorulmadı da hiç. Kendini tanıtmadı ve tanınmadı hiç. Onu herkes tanıdı ama kalbinde yıllarca taşıdığı adam tanımadı. Bilinmeyen bir kadın hiçbir zaman Bay R.'yi aldatmadı. Başka bedenlerdeyken bile onun çağırabileceği bir saat umuduyla, o saat gelip çattığında özgür bir kadın olabilmek için kimseye ait olmadı. Duygularıyla hep onundu, kalbinde hep onunlaydı.Onun için beden değil yalnızca ruh önemliydi. Onun için yalnızca sevdiği adam tarafından bir gün tanınmak önemliydi. Kendini sattı ama ruhunu satmadı. Ruhunu teslim ederken bile ona aitti. Tanınmadan öldü bilinmeyen kadın. Aşık olduğu adama ait tek ve en önemli şeyi kaybettikten sonra artık tanınmaya ihtiyaç duymadan öldü. Bu kitap beni kesinlikle çok etkiledi. Stefan Zweig'dan okuduğum altıncı kitap. Beni en çok etkileyenler ise Satranç, Korku ve bu son okuduğum Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabı oldu. Kısa ve doyurucu anlatımların ustası Zweig severlere keyifli okumalar dilerim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225.7k okunma
·
443 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.