Yol kenarlarındaki
yağmur mazgallarını
kumbara sanıp
harçlığımı atardım
bu yüzden en çok
denizden alacaklıyım
Bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
Annesinin dizlerinin dibinden
hiç ayrılmayan
uslu bir çocuk gibidir
limandaki deniz
ama sokağa çıkıp
dalga olmak geçer
yüreğinden
Batmak üzere olan
bir gemide
panik içindeyken herkes
ne de çok sevinir
ipleri çözülen
filika
Bir Hitit çanağıyım
toprağa gömülü
ve sen
ilk kazısını yapan
bir arkeolog ürkekliğiyle
ellerinin arasına
al beni
Kitaptan birkaç şiir bırakıyorum size...