Gönderi

539 syf.
10/10 puan verdi
Doğu Avrupa'da Türklük
"Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com'a aittir." Oryantalistlerin, Doğulu kavimlerin tarihi ve kültürüne ilişkin çalışmaları fazlasıyla önemlidir. Şark’la uğraşan bu bilim adamları içinde bir zümre vardır ki yaptıkları çalışmalarla yetiştikleri kültür ortamının aksine aidiyetlik hissiyle hareket ederler. Macar şarkiyatçılar, Doğu’ya yönelmekle aslında kendi köklerine döndükleri için araştırmaları sadece Macarları değil, mensup olunan millet bağlamında bütün Türkleri ilgilendirir. Bu bağlamda Macar bilim adamı Laszlo Rasonyi’nin Türkoloji ilmine genel olarak Türk tarih ve kültürüne eşsiz katkıları vardır. Onun Doğu Avrupa Türk tarihi ile yaptığı çalışmalar her yönüyle takdire şayandır. Laszlo Rasonyi, Türk tarihine yabancı olmadığı gibi Türkiye’ye de yabancı değildir. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde Atatürk’ün iltifatına mazhar olarak görev yapmıştır. İlgili fakültede Hungaroloji kürsüsünün başkanlığını yapmış, araştırmalarıyla göz doldurmuştur. Her biri ayrı bir kitap haline getirilebilecek makaleleri bu nedenle çok önemlidir. “Doğu Avrupa’da Türklük” eseri Rasonyi’nin farklı zamanlarda yazmış olduğu makalelerin bir derlemesidir. Akademisyen Yusuf Gedikli tarafından tekrar gözden geçirilerek bir araya getirilen bu makaleler vasıtasıyla; Türk dili, kültürü ve tarihi ile ilgili müstesna bir eser tecessüm etmiştir. Makaleler genel olarak değerlendirildiğinde dil konusundaki çalışmaların ağırlıkta olduğu görülür. Zira Laszlo Rasonyi’nin yaşadığı dönem (1899-1984) ve üretken çağları düşünüldüğünde, Türk dili açısından çalışılmamış birçok mevzunun olduğu gözden kaçmaz. Özellikle Türk özel ad bilimi konusunda yapılan çalışmalar yok hükmündedir. Rasonyi’nin çabalarıyla Türk özel ad bilimi (onomalojisi) kurulur. İzleyen yıllarda yapılan bütün çalışmalar bu nedenle Rasonyi’den izler taşır. Tarih anlatısı, günümüze geçmişte yaşanan birçok olayı getirdiği gibi isimleri de getirir. Bu isimlendirmelerin içerdiği anlamların etimolojik araştırmaları ise bize çok şey anlatır. Bu yüzden isim bilimi (Onomastik) araştırmacılar için çok önemlidir. Rasonyi ele aldığı Türklük coğrafyasında kullanılan isimlerin üzerine özel olarak eğilir. Bahsettiğimiz eseri bu nedenle çoğu zaman bir sözlük hüviyetine bürünür. Zira Türklere isim olmuş yüzlerce ad Rasonyi’nin titiz değerlendirmeleriyle okuruyla buluşur. Rasonyi, bir sözcüğü ele alırken o kelimenin geçtiği birincil kaynakları yılıyla zikreder. Kelimenin kullanımlarını günümüze gelinceye kadarki olası değişimlerini farklı kullanımları ile gözler önüne serer. Kelimelerin anlattıklarıyla beraber kazandığı yeni milli etiketi sayesinde kelimeyi bir millete mahirce kazandırır. Rasonyi’nin özel isimlere dair yaptığı etimolojik incelemelerinin okurun tarihe yönelik ufkunu açacağına şüphe yoktur. Zira Rasonyi’nin Doğu Avrupa Türk topluluklarıyla ilgili verdiği tarihi bilgilerde de özel isimler vasıtasıyla ulaştığı veriler sürekli kullanılır. Tabii tarihi ilgilendiren makaleler sadece özel isimlerin referansıyla ortaya konulmaz. Avrupa’daki Türk toplulukları Avarlar, Macarlar, Kumanlar, Bulgarlar, Hunlar vs. Rasonyi tarafından mercek altına alınır. Verilen bilgilerin yazıldığı zamanda bayağı sükse yaptığını düşünmek yanlış olmaz. Çünkü Rasonyi’nin zengin bilgi birikiminin etkisiyle yazıldıkları satırlara yansır. Yazarın tarihi bilgi sunumunda kendi tezlerini kullanması onun bilim adamı olarak belirli bir merhalenin üstünde konuştuğunun kanıtı gibidir. Elindeki materyali en rafine şekilde kullanan Rasonyi söyleyeceklerini kaynakları harmanlayarak ve eleştiri süzgecinden geçirerek netleştirir. Bazen yazılanlardan ve öne sürülen fikirlerden tarih havzası daha soluk mat bir renge bürünür. Oysa Rasonyi’nin elindeki kanıtlar görüntüyü olmadığı kadar net konuma getirir. Bunun sebebi Rasonyi’nin filolojik yetkinliğidir. Dilin değişken yapısından dolayı, günümüzden geçmişe doğru gidildikçe eldeki filolojik materyal sürekli başkalaşır. Rasonyi kelimeler vasıtasıyla topladığı ipuçlarından anlamlı bütünler meydana getirerek tarihi doğrulara ulaşır. Bundan dolayı Rasonyi tarafından öne sürülen tezler aksi söylenemeyecek tarzda bilimsel doğrular ile bağdaşır. Rasonyi, Türk isimlerinin sadece etimolojik kökenine inmez. İsimlerin verilmesindeki amilleri de yetkin bir biçimde ortaya koyar. Türklerde isim verme geleneğinin kadim kökenlerinin okur için fazlasıyla ilgi çekici olduğunu düşünmek için sebep çoktur. Günümüzdeki isim verme anlayışıyla geçmiştekini karşılaştırma imkanının okuru yeni düşüncelere sevk edeceğini belirtmek gerekir. Bazen bir kelimenin bin satır düşüncenin teşekkülüne yol açacağını Rasonyi’nin eserinden anlamak mümkün. Tabii Rasonyi sadece kelimelerin sırrını ortaya dökmez. Eserinde Türk tarihi ve kültürüyle, kaynak tahliliyle, aktüel ve güncel sorunlarla ilgili makaleler de mevcuttur. Misal “Türkiye’de Manevi Bilimlerin Geleceği” isimli makalesiyle samimi olarak bizi, içimizde olan biri olarak değerlendirir. Bilim sorunlarını geçmiş ve gelecek ekseninde kıyaslamaya olanak sağlayan mezkûr makale vasıtasıyla benzer sorunları geçmişte de yaşadığımız gerçeği öne sürülebilir. Yine Macar Bilimler Akademisini anlattığı makalesi vasıtasıyla Macaristan ve Türkiye’deki bilimsel anlayışı kıyaslamak mümkündür. Son olarak Rasonyi’nin Atatürk ve Millî Mücadele’yi hedef alan makalelerinden onun Türklüğe, Atatürk’e ve ülkemize verdiği ehemmiyeti saygıyı ve sevgiyi takdir etmek gerekir. Zira eserde yer alan Rasonyi ile yapılan söyleşi de okuyana çok şey anlatır. Eserin zengin bir kaynakçadan teşekkül ettiği malumdur. Hatta kelime tahlillerine bakılacak olursa her bir kelime için hatırı sayılır bir kaynak zikredildiği dikkatten kaçmaz. Kelimelerin peşi sıra başka kelime ve kaynakları peşine takarak sürüklediği düşünülecek olursa, anlatılan durum gayet normaldir. Ayrıca eserin sonundaki yaklaşık altmış sayfalık dizin eserin ilmi gücünü kanıtlamaktadır. Her ne kadar makaleler uzun yıllar önce yazılmış olsa da günümüzün ilmi imkanlarına rağmen eserin üzerine pek fazla bir şey koyulduğu söylenemez. İhtisaslaşan bilim adamlarımızın çoğalması özellikle Rasonyi gibi bilim adamlarının özverili çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu eserle aşikâr olmaktadır. Sonuçta, ilmi ilerleme bir yerde taşların üst üste koyulmasıyla yükselen bir binayı andırır. Rasonyi Türk isim biliminin temelini attıktan sonra inşa sürecini de başlatmıştır. Her tahlil edilen kelime Türk isim bilimini zenginleştireceğinden hareketle, benzer çalışmaların artması temennidir. Türk tarihi geniş bir coğrafyaya yayılmakla isim havuzunu olmadığı kadar zenginleştirmiştir. Rasonyi bu okyanusu andıran havuzun sınırsız bileşenlerinden anlamlı bütünler ortaya koymaya çalışmıştır. Örnek olması dileğiyle…
Doğu Avrupa'da Türklük
Doğu Avrupa'da TürklükLaszlo Rasonyi · Selenge Yayınları · 200612 okunma
·
129 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.