Gönderi

Murad aramızdaki konuşmalardan birinde onun suç­ lamalarına şöyle cevap verdiğimi iddia etmişti: "Ben hiç­ bir yere gitmedim, ülke gitti. 11 Belki de söylemişimdir. O dönemde bu cümleyi zaman zaman kullanıyordum, hoşu­ ma gidiyordu. Ama bu bir şakadan ibaretti. Tabii ki giden bendim. Kalma kararı da alabilirdim, ama ben gitmeye karar vermiştim. Ama bu, eğer ortada bir kusur varsa, bu kusurun bana ait olduğunu göstermez. Her insanın gitmeye hakkı vardır, onu kalmak için ikna etmesi gereken ülkesidir -koca koca la flar etmeye meraklı siyasetçiler ne derse desin. "Ülken senin için ne yapabilir diye sorma, sen ülken için ne yapabilirsin, onu düşün. 11 Milyardersen, üstelik kırk üç yaşında ABD başkanı seçilmişsen bunu söylemek ko­ lay! Ama ülkende ne çalışabiliyor, ne tedavi olabiliyor, ne barınabiliyor, ne eğitim alabiliyor, ne özgürce oy kullana­ biliyor, ne görüşlerini if ade edebiliyor, ne de sokaklarda dilediğin gibi dolaşabiliyorsan, falın F. Kennedy'nin bu meşhur sözü kaç para eder ki? Beş para etmez! Önce ülken sana karşı belli taahhütleri yerine geti­ recek. Orada tüm haklara sahip bir yurttaş olarak görü­ leceksin, baskıya, ayrımcılığa, hak etmediğin mahrumi­ yetlere maruz kalmayacaksın. Ülken ve yöneticileri sana bunları sağlamak zorunda, yoksa sen de onlara hiçbir şey borçlu olmazsın. Ne toprağa bağlılık, ne bayrağa saygı. Başın dik yaşayabildiğin ülkeye her şeyini verirsin, her şe y i, hatta hayatını bile feda edersin; ama başın yerde ya­ şamak zorunda kaldığın ülkeye hiçbir şey vermezsin. İster doğduğun ülke, ister seni kabul eden ülke söz konusu ol­ sun. Yüce gönüllülük yüce gönüllülüğü, umursamazlık umursamazlığı ve aşağılama da aşağılamayı doğurur. Özgür varlıkların anayasası böyledir ve ben de başka bir anayasa tanımıyorum.
Sayfa 62 - YKY
34 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.