Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

146 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Karaca ayının 5.betiği (2021 yılında okuduğum 105.betik)
Esrarengiz Hikayeler platformu sayesinde kalemi tanıyordum. Yaşadığım düş kırıklığından sonra platformda herhangi kalemin öyküsünü okumuyordum çünkü sütten ağzım yanınca yoğurdu üfleyerek yemeye başladım. Onu ilk kez Gelişme Hedefleri adlı öykü seçkisinde okudum ve kalemini beğendim. Öykü seçkilerinde onun kalemini izlemeye başladım. Tuhaflıklar Cildi ve Silsile öykü seçkilerindeki öykülerini okudum. Daha sonra kendisinin ricasıyla onun ilk solo öykü seçkisini okumaya başladım. Yumurta / Gelecek / Saklı / Şans / Tohum: Resmen ağzımı açık bırakan bir öykü oldu. Heyecan, merak ve akıcılığın uyum içinde dans ettiği öyküde en heyecanlı kısımda öykünün bittiğini öğreniyoruz. O yaratığın annesi Venüs'e dönüştürülen İştar ve babası da ya Harut yada Marut olabilir mi? İnsan ile Melek melezi bu yaratığın insanlarla ortak yanı annesi İştar'dan gelen insanımsı özellikler olabilir. Öykü genişletilirse bu sorunun yanıtı alabilir miyiz? Yok edici toplum ise şeytanlar olduğunu düşünüyorum çünkü şeytanların insanı tahammül etmediği gibi melekle çiftlenmiş meleze de tahammül edemezler çünkü kendileri her şeyden üstün olarak kabul ederler. Deneyim Tüccarının Aşkı: Öykünü okuyunca Oshçi'nin bir insan olduğunu tahmin ettiriyor. Oysa Oshçi'nin aslında yapay zeka olduğunu öğrenince ters köşeye yattığını his ediyorsun. Aslında yapay zekada insansı özellikler olması öyküye fantastik hava katmıştır. Belki de yazar, Japon İşi adlı filmin tesirinde kalmış olabilir. Elbette kendisi neden böyle yazdığını biliyor. Yani buradan sosyal medya tanışmalarında titizliğin önemini vurgulatıyor. Oshçi gibi yapay zeka karşımıza çıkmaz. Onun yerine bize zarar veren kötü insanlar çıkar. Eşitleyici: Öncelikle akıcı bir öykü olduğu için sıkılmadan öykünün sonuna geliniyor. Eşitleyicideki kaza sonucu ışınlanmayı buluyorlar. Sonu şaşırtıcı olması dikkatleri üzerine çektirse de eksiklikleri göze geliyor. Yapılan işi anlamlandırma ve hayalde canlandırma adına öykü biraz genişletilmelidir. Okura eşitleyiciliğin ne olduğu ve gençlerin neyi keşfetmeye çalıştıklarını anlatılmalıdır. Belki bu eksikleri olmasaydı o yılın içinde mansiyon değil birincilik ödülü bile alırdı. Yazar, yarışma heyecanından dolayı eksikliği pek göremediğini varsıyorum. Eris'in Koynunda: Kadına şiddetin dur demediği gelecekte Eris cüce gezegeninde amazonlar yeniden doğuyor. Eris'in neden fitne ve fesat tanrıçası olduğunu çok güzel yorumlanmıştır. Türk ve Grek tanrıçaları ışığından direnen kadınların sesini işiteceksiniz. Eris'in bizdeki eşdeğeri Satılay Hanım olduğunu hatırlatayım. Burada kadınlara karşı şiddeti bırakıp onları adam yerine koyup onlara kulak asmalıyız ki onlardan olmadan bizler kocaman HİÇ'iz. Hiçliğe Çapa Atmak: Öncelikle onun kurduğu evrende yolculuk ediyorsun adeta Gökçe Gökadası'nda yolculuğa çıktığını his ediyorsun. Bazen zevk alıyorsun bazen de o gökadayı ve sakinlerini anlamaya ve kavramaya çalışıyorsun. Durağan bir yapıya sahip öyküde aşkın azmini görüyorsun. Aşk için mücadele ederken yürekli olmayı öğreniyorsun. En düşük ihtimalle bile karşılaştığında kararlı bir duruş sergiletiyorsun. Kısmen beğendim bir öykü oldu. Zamansız: Belki güzel bir yaratıcı bir fikirdir. Zamanı Kandıran Adam romanı okuduktan sonra bu öykü o roman karşısında çok zayıf kalıyor kurgu olarak. Olay var ama yer ve zaman hatta karakterler yeteri kadar betimlenememişti. Üzerinde çalışılırsa güçlü bir öykü veya roman olarak yoluna devam eder. Böyle bir durum yaşamak isterim. 2015 yılına gidip çalışacağım yer konusunda hayatı sil baştan yeniden yazmak isterim. Böylece dindar görünümlü Kürt kafatasçı müdürü hiç tanımazdım. Askerin Tek Güvencesi: Bilim ve teknoloji ilerlerken bizlerin hala aynı tarz takınmaya devam edeceğimizi çok güzel bir dille dile getirmiş. Bazı yönleriyle Türk'ün Uzayla İmtihanı adlı dizideki Ziya'nın Ablan askerlerine geleneksel kıyafetler giydirmesi ve Fatih Kaptan, onlarla karşılaşınca onları asker değil halay ekibi olduğunu düşünmesine benzemiştir. Askeri kurgu, bilimkurguya yerleştirmede en iyi kalem Ömer Alpay Koçak'tır. (Komutan 2071) Öykü seçkisine adını veren Türk Western (Kovboy) bilimkurgu öyküsünde uzay türlerinin adları hiç olmamış çünkü belli bir türü hitap etmiyor. Bu adlarda karar kılınıyorsa bu uzay türleri ve Uzak adlı gezegeni detaylı bir şekilde anlatılabilirdi. Bu öyküde sanki bir şeyler eksikti. Bencs üzerinden bir kez daha geçirilmeli yada Mars'te geçen öyküsüyle birleştirerek uzun öykü türü haline getirebilir. Ruhumun Unutmak İstediği Köşeleri: Bu öykünün adı insanlara bir yapay zeka teknolojisiyle unutmak istediğim anıları sildirtmeyi çağırıştırıyordu. Oysa öyküyü okuduğun zaman öykünün Işıldayan Kaynağının Alevi ve Yumurta / Gelecek / Saklı / Şans / Tohum öyküleri arasında bir yerdedir. Daha çok Işıldayan Kaynağının Alevi öyküsünün öncesi gibi bir havası vardır. Venüs ejderhasının Venüs'e yerleştirilmesini anlatıyor. Şahsen pek beğenemedim. Seçkide yer alan Fezaya Karşı öyküsünü daha önce EH Tuhaflıklar Cildi'nde okuduğum için o öyküyü hiç beğenmediğim için yorumlamadım. Dediğim gibi Gökçe Gökadası'nde geçen ve birbirleriyle ufak tefek bağlılıklarla dolu öyküler yelpazesinde zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Okumanızı tavsiye ediyorum. Ümidim o da o arkadaş gibi beni düş kırıklığına uğratmayacak çünkü beni sadece okur olarak görmesin. Aynı özveriyle hayran kurgu çalışmalarımı okuyup hem tekniki hem de neler his ederek yorumlayacağını ümit ediyorum. #BetikEli #KanyonaltındaBirTekinsiz #GökçeMehmetAy #MantisKitapYayınları #Kitapyorumu #GökçeGökadası #Bilimkurgu #ÖyküSeçkisi #GelecekSürprizlerleDolu #KitapTutkusu #KitapOkumakÇokGüzelŞeydir #Zamansızlık #OkudumBitti #Bookstagram #Bookstagramer
Kanyonaltı'nda Bir Tekinsiz
Kanyonaltı'nda Bir TekinsizGökçe Mehmet Ay · Mantis Yayınları · 20211 okunma
·
151 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.