Gönderi

604 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 hours
Tekvin - Arif Ergin Nedir Tekvin? Tekvin, yaratılış demektir. Ama sıfırdan yaratmak değil, mânâları var etmektir. Yaratılmışı dönüştürerek yeniden yaratmak, ona başka bir form vererek yeniden anlamlandırmaktır. Birçok ilahi metinde geçen bu sözcük eminim size de tanıdık gelmiştir. Sözlük anlamının haricinde aynı zamanda Osman Hamdi’nin kayıp tablolarından birinin ismidir. Mihrap diye de geçer fakat doğrusu Tekvin’dir. Bu tabloyu ilk gördüğümde hem çok şaşırmış hem de çok etkilenmiştim. Çok farklı anlamlar çıkarılabilecek bir tablo. Bakmak ve görmek arasındaki keskin ayrımı bize gösteren en önemli sanat eserlerinden biri. Hakkında yapılmış araştırma sayısı ise çok az, hâliyle irdelenmeye oldukça müsait bir konu. Gelelim romana. Kitabın yazarı Arif Ergin aslında bir mühendis. İnternet sitesinde Tekvin’i yazmaya nasıl karar verdiğini detaylı bir biçimde anlatmış. Ben de kısaca değineceğim. Bir gün dedesinin çalışma odasında bulduğu rulo içerisinde yazan “tekvin” kelimesi onu bu romanı yazmaya itmiş. Yıl 2012. Yıllar süren araştırmalar yapmış. Hayranı olduğu İstanbul’un tarihini altını üstüne getirerek (kitabı okuyanlar altını üstüne getirme lafıyla abartmadığımı anlayacak) araştırmış. Düşüncelerimi yazıya dökmekte zorlanıyorum. Uzun süredir okuduğum kitaplar içerisinde beni en çok etkileyen roman Tekvin oldu. 604 sayfalık bir kitabı iki gün içerisinde elimden bırakamadan okudum. Bu elimden bırakamadan okuma hissini özlediğimi fark ettim. Romanın zaten ilgimi çeken bir tablo üzerine kurgulanmış oluşu gözümdeki değerini arttırdı fakat tarihi bilgiler üzerine de bir iki kelam etmek istiyorum. Karaköy ve Beyoğlu ile ilgili inanılmaz bilgiler var kitapta. Galata Mevlevihanesi, SALT Galata, Sent Antuan Kilisesi, tünel, geçitler, Kamondo merdivenleri, Kamondo ailesi, Rothschild ailesi, Kabala ve çok daha fazlasına değinilmiş. Her gün yanından geçip gidilen o binaların tarihi öylesine etkileyici ki… Öğrenilmesi, araştırılması ve bu çalışmaların kitaplaştırılması lazım. Merak eden insan sayısının artması lazım. Yorumları okuduğum kadarıyla bazı insanlar kitaptaki yoğun tarihi bilgiden rahatsız olmuş. İnsanlara fazla bilgi vermeye gelmiyor, hemen sıkılıyorlar :) Tarihi bilgilerin sıkan bir fazlalıkta olduğunu düşünmüyorum. Bu kadar yazdım fakat hâlâ kitabın içeriğiyle ilgili net bir bilgi vermedim farkındayım. Hemen anlatayım. Kitap kayıp tablo Tekvin’i arayan insanlar üzerine kurgulanmış. Baş karakter Hakan, yardımcısı Ahu ve sanat tarihçisi Derya. Bu tarihi bilgilerin büyük bir bölümü de Derya aracılığıyla bizlere aktarılıyor. Kayıp tabloyu arayan sadece onlar değil elbette. Tablo içerisinde yüzyıllardır korunan bir sır gizli. “Dış mihraplar” dan oluşan ve aslında tüm dünyanın kaderini belirleyen bir avuç insan da tablodaki büyük sırrın peşinde. Osman Hamdi’nin tablo içerisine gizlediği o sır… Tekvin tablosu yıllarca eleştirildi öyle ki yurt içinde bir kez bile sergilenemedi. Dinci örgütler tablonun din aşağılaması yaptığını savunarak Osman Hamdi’yi lanetledi. Dedim ya, üzerinden yıllar geçmesine rağmen hâlâ büyük bir kesim tarafından nefretle bakılıp yok edilmesi amaçlanıyor. Gizlenmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu gibi gözüküyor. Yıllardır tablonun nerede olduğu bilinmiyor. Birkaç teori var elbette fakat bunlar kesin olmadığı için kabul görmüyor. Kitap büyük oranda kurgu evet, fakat tabloyla ilgili yapılan yorumların çoğunun doğru olduğunu düşünüyorum. Osman Hamdi’nin tabloya neyi gizlediği hâlen kesin olarak bilinemese de bence amacı dinleri aşağılamak değil, fakat kitapta da dile getirilen şu görüş çok doğru: Öfke bir şeyleri gizlemenin en iyi yollarından biri olabilir. Osman Hamdi tabloya her ne gizlediyse tabloyu öyle bir formatla tasarlamış ki yıllardır tablo üzerine elle tutulur bir araştırma yapılmamış olmasına karşın tabloya öfkeyle bakan insanların çokluğundan sebep tablonun ne anlatmak istediği hiçbir zaman anlaşılamamış. İnsanların öfkesi, tablodaki anlamı fark etmelerine perde çekmiş. Osman Hamdi gibi zeki bir adam, sizce bunun olacağını öngörememiş olabilir mi? Hiç sanmam. Bana kalırsa o bunu istedi. Ancak öfkeden arınıp bakanların görebileceği bir anlam gizledi. O anlam bir gün elbet keşfedilecek. Osman Hamdi Bey üzerine daha uzun uzun yazmak istiyorum zira kendisinin salt bir ressam olarak anılması doğru değil. Arkeolog ve devlet adamı kimliğinin üzerinde de çokça durulmalı. Rönesans işlemesine benzediği söylenen tabloları hem sanat tarihi açısından hem de kültürel tarihimiz açısından çok kıymetli ve eşsiz bir yere sahip. Onu anlamak üzerine kafa yorulmalı. Onu ve Tekvin’i. Kitapla, sanatla ve çokça merakla kalın.
Tekvin
TekvinArif Ergin · Doğan Yayınları · 20181,963 okunma
·
671 views
ebruli günler okurunun profil resmi
En sevdiğim romanlarda 1.sıra
Tekvin
Tekvin
doktorBi okurunun profil resmi
Çok güzel yorum olmuş emeğinize sağlık
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.