Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yalnızlık Mülkümüz Çoğalıyor - Garib Çoban
Başlangıçta herkes aynı yerdedir. Sonra türlü rüzgârlar eser ve her biri bir yana savrulur. Bazıları durduğu yerde durmaya devam eder. Fakat artık yalnızdır; çevresinde kimse kalmamıştır. Ona, çok değiştin, eskisi gibi değilsin, derler. Aslında eskisi gibi olmayan onlardır. Sustuklarının duyulmasını isteyenler kimdir?.. Soru?..Sen kime hizmet ediyorsun?.. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Tanıştıklarına dikkat et, kaderin olacaklar. Sana o kadar yakındım ki diğerlerinin yanında üşüdüm der aşk. İnsan tanıştıklarının bir halitasıdır. Kainatta herşey insana hizmet ediyor. Onun için insanın da insana hizmet etmesi lazımdır. Bizim yolumuzda insana hizmetin olduğu yerde nafile ibadet tehir edilir. Sizin kendinizi anlayan yanınız sevmeyi bilir. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Bir toprak gibisin ey aşk, kimsenin söylemediği bir şeysin. Her zaman yakınlaştığımız, bize dokunan, bizi aydınlatan, bizi büken, çözen birileri vardır. Kaderimizi belirleyen ve işaretleyen şey. Bu bizim kim olduğumuza şekil veriyor. Sevgide farklı olma hakkımızı kaybettiğimizde. Putları çoğalınca insanın özgür olma ayrıcalığını da kaybederiz. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz. İyi insanların nereden geldiğini bilseydim. Şems vakti oraya daha sık giderdim. Ya Kerim,Ya Rahim olan mevlam hiç bilmediğim kelimeler dökülüyor dilimden. Mutluluğu kendi içinde bulmak zordur, putları çok olanlar arasında. Ancak b/aşka bir yerde teslim olmuş gönüller için, karşılıksız sevgiyle bulunması imkansız değildir. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Zamanın enginliği ve evrenin enginliği ve ölüm göz önüne alındığında. Sizinle bir nefesi, bir bedeni, bir kalbi, gezegeni ve bir bizi ahirette karşılaşmak için sevgiyle paylaşmak benim için büyük bir zevk. Biliyordu ki, şartlar değişince insanlar da değişir. Bir kadının bir aşık yanı, bir de k/adın yanı vardır. Ama sadece ruhuna dokunursan sanat olurlar. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Bir derin ve sarsılmaz hakikat hep gözlerimizin önündedir: Dünya vatan değildir, dünya sıla değildir, dünya bir gurbettir. Kolay mı, değil!.Zor mu?..değil!.. Mesele, şu ilahi buyruğa boyun eğerek. Tabii ki ya Rabbi deyip gönüller inşa etmede Huu’yu. Zira, gönül almanın en emin yolu, gönül vermektir!.. Kadınlarla iyi geçinin. (Nisâ-19) Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Tevbe, kapı kapanmadan araya bir şey sıkıştırmaktır. Kapanmış ve kilitlenmiş kapıya çilingir çağırmak değil!.. Allah’ın kabul edeceği tövbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden pişmanlık getirenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbesini kabul eder. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çattığında. Ben şimdi tövbe ettim, diyenlerle kâfir olarak ölenler için kabul edilecek tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlanmıştır. (Nisâ: 17-18) Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Sevenin sabahındaki gülüşünde altın varsa!.. Akşamın gülümsemesinde incileri her yere saçılır. Ne hakkında konuştuğunu gerçekten bilen, sesini yükseltmesine gerek yok. Sevgi; sevdiğin kişinin mutlu olduğunu gördükçe o'nun mutluluğu ile mutlu olabilme sanatıdır. Bir gönlün mutluluğu düşüncelerinizin kalitesine bağlıdır. İnsanca yaşamak; bir aşk uğruna yıllarca bensizliğe bürünmek. Sıdk ile canı gönülden yanan bir ateşe dönmektir. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Ucunda bucağında kalamıyorsun, bir köşesinden sessizce. Veya uzaktan öylesine seyredemiyorsun bu hayatı. Ortasındasın!.. Kavganın, kederin, hasretin veya saadetin tam ortasında. Ne kadar kaçmak istesen de her şeyle yüzleşmek zorundasın. Zira sürünmeyenler kalkamaz. Y/anmayanlar tabibe yürümeden y/akamaz dermanını,dirilmeyenler diriltemezler. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Söyleyenler bilmez, bileni söyletmezler. Madem ki darmadağın olmuşuz. O vakit darmadağın sözler söylemeli. Din bizden çok istiyor, diyen kardeş!.. Çok şey istemiyor, bak ne istiyor!.. Allah size; bilmediklerinizi açıklamak istiyor. Sizi, sizden önceki (iyi)lerin yollarına iletmek istiyor. Günahlarınızı bağışlamak istiyor..(Nisâ-26) Ne ki isteniyor, bizi erdemli kılmak için. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Hayat, insana musibetlerle nasihat eder; yoksullukla, hastalıkla, şöhret veya yalnızlıkla mesela, nasihat eder. Nihayet en büyük nasihati ise ölümle eder; lakin ölenin bu nasihatten nasibi kalmamıştır artık. Diriler akledebilirse eğer, hayatta her şeyin bir mânâsı vardır. Türk dinini şu veya bu hatadan dolayı suçlayanlar arasında çok az bir grup Kur'an'ı okumuştur. Kur'an'ı gerçekten okuyanların ise pek azı kelimelere gerçek ve yaraşır anlamlarını verme niyetinde olmuşlardır. Bende olmayan bir şeyi bana vermek için seven kişi değerli bir şeydir. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Bir erkeğin bir kadına verebileceği en güzel şey. Ömrünün geri kalanında bütün kadınlardan vazgeçmiş olup, sadece onun için atan anlamlı bir kalp. Gözüm görmese bile, kalbim bulur seni. Eğer yalnızlığının giysilerini çıkardıysanız ve ruhunda ne olduğunu bilmiyorsanız. Kusura bakmayın ama fakir insanın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Silinmez anlar vardır karşı konmaz özlemler. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Sevgiden anlayan kalbin kulağına söyle teheccüt vakti duada sevdiğini. Şems vakti arzulamak, sahip olmaktan çok daha iyidir. Sevgiyle sevgiliye yakınlık, içinde özel bir insanı taşımaktır. Arzu anı, bir şeyin teheccüt vakti olacağını bildiğiniz zaman. Kalbine bir sor, böyle yaşanır mı hiç?.. Ey gönül, yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir şems vakti. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Muhtemelen hata yapmaya devam edeceğiz. Kim bilir kaç defa daha pişman olacak, hayıflanacak ve fakat aynı tuzaklara düşmeye devam edeceğiz. Çünkü her defasında başka bir netice umar insan. Ummak, insan için en büyük imtihan. İnsanda edebin varlığı, koşullara göre değişmez. Değişiyorsa eğer, bunun adı edep değil riyadır. Kişi, kimsenin görmediği bir yerde bile haksızlık etmiyor, kaba davranmıyor veya ölçülü hareket edebiliyorsa, edeplidir. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Kişi sevdiğiyle beraberdir. Bedenleri ayrı olsa bile kalpleri bir, ruhları da beraberdir. Bu dünyada veya öbür dünyada olsun ve hatta arafta, aralarındaki irtibat asla kopmaz. Çünkü seven, sevdiğinin kaderine ortaktır. Kendini bilen insan, başkalarının övgü veya sövgülerine itibar etmez. Duyduklarından ne mahzun olur ne de mağrur. Çünkü kendisinin aslında neye müstehâk olduğunu herkesten daha iyi bilir. Bu bilgi, böylece ona bir ruh dinginliği, anlayış ve özgüven bahşeder. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. Mazi kesindir; artık değişmez veya müdahale edilemez. Akıbetse bir gizde durur; belki bir müjde, belki de bir bela saklar sadrında. Teslimiyet, sen ne güzelsin. Türlü badireler karşısında muhkem bir kale, karanlıklar arasında birden parıldayan ışık gibisin. Endişeleri bertaraf eden karar, kaskatı soğuklar içinde sıcacık bir nesnesin. Bizler bu ikisi arasında; geri dönemeyiz, ileride ne olduğunu bilemeyiz. Sadece ân var elimizde, şu ân!.. Daha mühim bir zaman dilimi yok insan için. Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi. (Y.ed - Şems Vakti Albümü) Engin Demirci Şiirleri© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Kayıt Tarihi : 29.11.2021 23:31:00 antoloji.com/yalnizlik-mulku...
·
415 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.