Gönderi
Kitap mükemmeldi! Özellikle de 1926 yılında, Şanghay’da geçmesi! Aralarında kan davası olan iki rakip çete, vârisler, insanların kendini öldürmesine sebep olan bir delilik! Mükemmel bir fantastik-bilimkurgu-gizem karışımıydı! Bir de karakterler tam benim sevebileceğim özelliklere sahip olunca, kitabı sevmemem imkansızlaştı. Juliette.. En sevdiğim kadın karakterlerin arasına bir anda yerleşti diyebilirim.Juliette hem güçlü, hem ölümcül hem de korkusuzdu! Roma’ya çok düştüğümü söyleyemem, özellikle de başlarda. Juliette ona göre çok daha iyiydi bence. Ama Roma’yı da sevdim. Özellikle ikilinin arasındaki çekim ilerleyen sayfalarda beni aşırı heyecanlandırdı. Tek sorunum Juliette ve Roma’nın birlikte olduğu kısımların az olmasıydı. Ki bu da sonlara doğru değişti. Zaten yan yana olmamalarının de bir sebebi vardı çünkü ikisi de birbirlerine rakip olan çetelerin vârisleri. Kitapta en sevdiğim diğer şey de olayların daha ilk sayfadan başlaması. Tek bir sayfasında bile sıkılmadım. Aşk çok ön planda olmasa da olayların heyecanı sayesinde çok sorun etmedim. Ve gizemli bir olay olduğu için de sürekli neler olacak diye merak ettim. Asla tahmin edemediğim bir şey oldu ve gerçekten çok şaşırdım! Aynı şekilde kitabın sonu da çok heyecanlı, fena bir şekilde bitti ve ikinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum..
-
Şanghay’da birbirlerine düşman olan iki çete var. Kızıl Çete ve Beyaz Çiçekler. Bu çeteler arasındaki mücadele yıllardır sürüyor. Şehre gelen yabancılar da tarafını seçmek zorunda. Yani şehir ikiye ayrılmış durumda ve iki farklı çete tarafından yönetiliyor. Juliette Kızıl Çete’nin, Roma ise Beyaz Çiçekler’in vârisi. Geçmişte aralarında bir dostluk ve aşk yaşansa da gerçekleşen bir olay yüzünden yolları ayrılıyor ve tekrar düşman oluyorlar. O sırada şehirde bir olay yaşanıyor. İnsanlar boğazlarını kendi elleriyle parçalayarak ölmeye başlıyor. İşte en ilgimi çeken durum! Bu durum fazlalaştıkça insanlar bir delilikten, hastalıktan ve bir canavarın varlığından şüpheleniyorlar. Ölümler arttığı için de Juliette ve Roma, düşmanlığı ve nefretlerini bir kenara bırakarak, ölümleri durdurmak ve çetelerini korumak için birlik oluyorlar.
-
Şiddetli Hazlar benim için 5/5 puanlık bir kitap oldu ve favorilerime yerleşti. Daha fazla Juliette ve Roma okumak için sabırsızlanıyorum. Kitapta Tyler ve Rosalind karakterlerini hiç sevmedim. Özellikle de Tyler beni aşırı sinir etti! Ama diğer yan karakterlerden Kathleen ile Marshall’ı çok sevdim! İnsanlar boğazlarını yırtıp kendilerini öldürürlerken içim biraz kötü oldu, bu tarz şeyleri okurken gözümde hemen canlandırdığım için biraz fenalaşabiliyorum. Juliette ve Roma, deliliğin sebebini ararken ben nasıl heyecanla okudum anlatamam. Ve Juliette’in önüne gelene silah çekmesi, çok havalıydı bence! Söylemek istediğim daha çok şey olsa da hem spoiler olmasın hem de siz okurken heyecanı kaçmasın diye söyleyemiyorum maalesef. Kitapta siyaset de vardı, bu sizi rahatsız eder mi bilmiyorum. Normalde beni eder ama bu kitapta hiç sıkılmadım. Çünkü her sayfası bir olay, bir heyecan.. bu arada kitabın baskısı mükemmel ve boyu diğer ciltti kitaplardan daha uzun! Baskıya aşık olduğumu söylemeliyim.. Mutlaka öneriyorum! Umarım siz de çok seversiniz. Kendinize cici bakııın
·
1,018 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.