Gönderi

94 syf.
·
Not rated
·
Liked
Makamda, Sezai Karakoç'un diğer kitapları gibi başlıklar altında kısa yazılardan oluşuyor ve yine her kitabında olduğu gibi Üstad bu kitabında da üslubunu konuşturuyor. "Uzatma dünya sürgünümü" diyen şair bu kitapta yer alan Gölge isimli yazıda ruhun en ürktüğü yerin karanlık olduğunu, güneş ne kadar güçlü ve parlak olursa olsun, gölgenin olduğunu hatta güneşin bile gölgesinin olduğunu söylüyor. Her olacak olanın her vaktinin olduğunu yani "yanmadan önce yanmayı öğren"mek gerektiğini vurguluyor. Karakoç eserleriyle bunu amaçlamıştır çünkü "son sözü hep alınyazısı söyler." "Nasıl insanlık tarihini iyi bilmek için arkeolojik kazılar yapıyorsak, ruhumuzun gelişimini saptamak için de, âdeta bir iç kazı yapmamız, arkeolojik kazı tarzında içimize bakmamız, duygularımızın ve düşüncelerimizin arka planında, gerisinde ve derinliğinde sondajlar ve kazılar tertiplememiz gerekecektir. Toplum şuuraltlarının, arketiplerin ötesine varmalıyız. Evet, ruhun da bir arkeolojisi vardır. Orda da, kafası uçmuş fâni put kalıntıları, yıkık medeniyet ve kent birikintileri, kafatasları ve iskeletler buluruz." (s,74) Bu arkeolojik kazıları yapmak için bir farkındalık edinmemiz, bu kazıları yapma gereksinimi hissetmemiz gerekir. Dünyaya geliş amaçlarımızdan birinin ruhumuzu, benliğimizi anlamak, olgunlaştırmak olduğunu düşünürsek bu ihtiyacı hissetmek için yolumuzun Karakoç'tan geçmesi gerekir. Bir de sevgili okur, sizden ricam eğer boş bir vaktin olursa Şehzadebaşı Cami'ne gidip çiçeklerle dolu mezarı bir kez sulaman. Dünyaya sürgün edildiğini düşünüp, asıl diyara göç eden birinin ruhuna olan saygımızı maddi olarak da gösterebiliriz belki. Bu tabi benim şahsi fikrim. Asıl yapmamız gereken onu okumak ve anlamak. Ruhu şâd olsun.
Makamda
MakamdaSezai Karakoç · Diriliş · 2000434 okunma
·
415 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.