Gönderi

496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
   Elizabeth, Güney Rüzgarı krallığındaki Büyük Yaz Düşü kütüphanesinde kendini bildi bileli kadim kitapların arasında büyümüş yetim bir kızdır. Onlarla arasında kimsenin bilmediği bir bağ kurmuştur.     Şimdi öyle bir kütüphane düşünün ki buradaki kitapların hiç birisi sıradan değil. Hatta bazı kara büyü kitapları zincirlere vurulmuş halde raflarda zaptediliyor. Bu kitaplar konuşuyor, fısıldıyor, horluyor, ağıt yakıyor, kızdıkları zaman mürekkep tükürüyor en fenası da mürekkepten oluşan bir canavara dönüşebiliyor.     Kitabın konusuna gelince kütüphanede bir saldırı gerçekleşiyor ve tehlikeli Kara büyü kitaplarından biri zincirlerinin koparması sonucu bir anda Sihrişere dönüşüyor. Elizabeth kendini Sihirzade Nathaniel Thorn ve onun gizemli iblis'i Silas'la yüzyıllardır süregelen karanlık bir planın tam ortasında buluyor.     Yazarın oluşturduğu  fantastik evrende en çok hoşuma giden kısımlardan birisi de buydu. Kitaplara harkulade kişilikler giydirmiş ister istemez o büyülü gotik dünyanın içerisine giriyorsunuz. Kütüphanenin koridorlarında gezinirken o tozlu kitapların kokusunu alabiliyorsunuz Nathaniel büyü yaptığında ışık huzmelerini filmvari şekilde gözünüzde canlandırabiliyorsunuz.     Kitap tek bir karakter üzerine odaklanmamış.Hatta Silas Elizabetin önüne geçmiş diyebilirim. Elizabetin savaşçı ruhu ve güçlü karakteri hoşuma gitti. Nathaniel bence biraz sönük kalmış bir karakterdi daha detaylı bahsedilebilirdi. Elizabeth ile aralarındaki geçen diyalogları daha çok okumak isterdim gerçekten çok keyifliydi. Benim için en mükemmel karakter Silastı.     Kitap 2 seriden oluşabilirdi.Final kısmıda okuyucunun hayal dünyasına bırakılmış.Genel olarak fantastik türde aksiyonun eksik olmadığı kurgusuna bayıldığım bir kitap oldu. 10/9 "Birçok insan peri masallarıyla büyür ," dedi. Neden bütün dünya inanmazken sen inanmaya devam ettin? "Hiç bir şeye inanmazsan hayatın ne anlamı kalır?" Kitaplarla konuştuğunu biliyordum ama seni dinlediklerini fark etmemiştim. ️ Bilginin her zaman tehlike yaratma potansiyeli vardır. Bütün kılıçlardan ya da büyülerden daha güçlü bir silahtır. Başına korkunç şeyler geldiğinde, bazen güzel bir şey olma olasılığı bile aynı oranda korkutucu gelebilir. ️Her bir mum hayat buldukça geçmişte feda edilenleri ve yeni bir başlangıcı işaret ediyor gibi görünüyordu. ‍️Bir insanın kaç yıl yaşayacağını ya da nasıl öleceğini kimse bilemez. Yaşam, bir lambadaki gaz gibidir. Ölçülebilir ama ne kadar hızlı tükeneceği, her gün ne kadar çok kullanıldığına ve ateşe ne kadar parlak ve yoğun olduğuna bağlı olarak değişir. Ayrıca lambanın içinde çok daha uzun bir süre yanacak kadar gaz olsa da bir gün ansızın yere düşüp kırılacağını da öngörmek mümkün değildir. Hayatın tahmin edilemezliği böyle bir şeydir. ️ Seninle omuz omuza savaşmak benim için bir onur Elizabeth, ne kadar uzun sürerse sürsün. Sen bana yaşamanın nasıl bir şey olduğunu hatırlattın. Bunun için bir şeyleri kaybetme riskini almaya değer. Çünkü kütüphanelerde tutulanlar sıradan kitaplar değildi. Onlar bilginin ve hayatın, bilgeliğin ve söz hakkının kaynaklarıydı. Yıldız ışığı kütüphanenin pencerelerinden vurduğunda şarkı söylerlerdi. Acı ve kalp kırıklığı hissederlerdi. Bazen kötü ve kaba olabilirlerdi.. Ama dışarıdaki dünyada öyleydi. Bu da dünyayı savaşmak için daha değersiz kılmıyordu çünkü karanlığın olduğu yerde bir sürü ışık da vardı
Dikenlerin Büyüsü
Dikenlerin BüyüsüMargaret Rogerson · Ephesus Yayınları · 20211,200 okunma
·
156 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.