Gönderi

Bir Okur Mektubu
Sevgili
Selçuk Baran
Selçuk Baran
, 1980 yılında elime bir öykü kitabı geçti. Adı:
Haziran
Haziran
'dı... Sevmiştim bu kitabı ve en önemlisi benim başucu yazarım olabilecek bir yazarla tanışmıştım. Bu, benim gibi kitaplara duyduğu sevgi hiç bitmeyecek bir okur için mutlu bir tanışmaydı… Sizinle tanışıklığımız on-on iki yıldır sürüyor, gördüğüm basılan ve basılmış tüm kitaplarınızı büyük bir saygı ve sevgiyle okudum. Aynı zamanda, edinemediğim kitaplarınızı eski kitapçılarda çok aradım, özellikle ödül almış olan, adı belli bir duyarlılığı içeren "
Anaların Hakkı
Anaların Hakkı
"nı çok aradım, ne yazık ki bulamadım "
Bozkır Çiçekleri
Bozkır Çiçekleri
" benim için duyarlı, farklı güzellikleri içeren güzel bir romandı. Öyle çok sevmiştim ki, romanın kahramanı Nurten gibi belli bir süre kendimi tanımaya adadım kendimi… (Şu anda son sayfaları yine okuyorum, yine çok sevdiğimi, ne kadar haklı olduğumu düşünüyorum.) Derken bir gün yeni basım kitaplar arasında
Selçuk Baran
Selçuk Baran
'ın bir öykü kitabı çıkacağını yazıyordu. Çok sevindim, benim yazarımdan adı tılsımlı gelen (çünkü tangoları çok severim) bir öyküler demeti. Sabırsızlıkla bekledim, elime aldığım an, kapağını açtığım an hemen bitsin, hem de hiç bitmesin istiyordum. Miras (çok güzeldi), Ayak Sesleri,
Arjantin Tangoları
Arjantin Tangoları
'na geldi sira. Başlangıç bile büyüleyiciydi... Tek bir sözcük... Güzellikleri çağrıştırıyordu. Kaç defa okudum bilmiyorum ve gözyaşlarım temizlediler yüzümü ve yüreğimi. Size gönül borcu duyuyordum, öyle güzel yazmıştınız ki, şanslıydiniz bu sözcükleri şiirleştirdiğiniz için… “Tanrı'ya şükür, biz birbirimizi kısa bir süre için de olsa çok sevdik." Güzellik buradaydı işte… "Ve âşık olmadığın adamla evlen..." Ve bunları okurken ağlayan bir kadın… Yazarlarla tanışmaktan, yazışmaktan hep ürktüm, hayal kırıklığına uğramak istemem, içimde yaşatırım, büyütürüm onları. Ama o anda sizi çok sevdiğimi hissettim. "Miş" gibi yapmayan yazardınız. Orada söylediğiniz bir söz içimi acıttı. Türk okuyucusuna ulaşamadığınızı söylüyordunuz. Oysa yıllardan beri benimle birlikteydiniz. Hatta öğrencilerim bile sizi tanıyorlar, küçük kütüphanemizde, okula atandığım günlerde sizin "
Haziran
Haziran
" adlı kitabınızla karşılaştığım zaman yüreğim kıpırdamıştı.  Duvar gazetemizde sizin resminizle birlikte eserlerinizi de tanıttık. Sizi çok seviyorum, öğrencilerim de… "
Anaların Hakkı
Anaların Hakkı
"nı benimle birlikte aradılar. Bize, bizlere yakınsınız, kendinize haksızlık etmeyin. Duyarlı bir yüreğe sahip olmak, bir şeyleri anlatırken bu duyarlılığı yansıtabilmek, ağlayabilmek, bunlar artık büyülü kavramlar...  Yazmak, üretmek, güzellikleri paylaşmak öyle güzel ki! Kendimi çok şanssız sayıyorum bu yüzden. çok okuyorum, ama bir tek sözcük bile yazamıyorum.   İnanın yazmaya devam edin, sizin gibi güzel insanlara gereksinimimiz var, bize ulaştınız. Ben mi kimim? Âşık olmadığı bir adamla evli; bir Türkçe öğretmeniyim. Size bir kez daha teşekkür etmek istiyorum, yazdığınız güzellikler için, duyarlılığınız için gönül borcu duyuyorum, sağolun, var olun! 3.11.1995, İzmir Kaynak:
Haziran'dan Kasım'a
Haziran'dan Kasım'a
|
Ülkü Uluırmak
Ülkü Uluırmak
 
··
715 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.