'' Evrensel kuşku yaşam tarzımız olmuştu. Etrafı siperlerle çevrili bir kampta yaşıyorduk. Düğüm düğüm olmuş böğrümüzden safra gibi bir nefret ve öfke yükseliyordu. Kısacası ta gençlik yıllarımızdan beri karakterimizi oluşturan esas öğe korkuydu. Bizler kelimenin tam anlamıyla ölüydük. ''