Gönderi

342 syf.
·
Not rated
Günlerdir hayatımda olan bir eser, okuma yolculuğum epeyce uzun sürdü. İki cilt olarak okuduğum eserin ilk kitabını Kasım ayı sonunda okumuştum. Aslında çok beğendim niye bu kadar uzun sürdü ben de anlam veremedim. Bu yıl klasikleri okumaya bayağ bir yoğunluk verdim. #Tolstoy 'un külliyatını bitirdikten sonra #dostoyevski nin de tüm kitaplarını okumaya niyetlendim. Yazarın her bir kitabı ayrı okuma zenginliği. Bu kitabını da okurken "Ya Dostoyevski sen nasıl bir insansın, nasıl bu kadar çok yönlü bakabiliyirsun hayata ve bunları ustalıkla nasıl kaleme dönebilmişsin" dedim. Sosyolojik betimleme ve anlatımlar, psikolojik karakter tahlilleri ile tam bir okuma ziyafetiydi. Dostoyevski'nin bu kitabında da kendi hayatından izler var. Kitabın ana karakteri Budala'sı Prens Mişkin yazarı gibi sara hastasıdır. Mişkin 'inTedavi olmak için gittiği Avrupa'dan perişan bir şekilde ülkesine dönmesi ile başlıyor kurgu. Sonrasında bir mirasa konuyor. Zekilik ile deliliğin, iyi niyet ile saflığın mücadelesidir bu kitap. Sevgi, aşk, nefret, intikam, ihtiras, hırs gibi pek çok duygu da detaylı analiz edilmiş. Kitaptaki her bir karakter duygu durumlarıyla karakter analizleri ile o kadar ustalıkla anlatılmış ki onları yolda görsek tanırız... Dönemin sosyo-ekonomik yapısı ve sosyolojik özellikkeri hakkında da bilgi veriyor kitap. Dostoyevski yaşasaydı günümüzde mutlaka bir kişisel gelişim yazarı olurdu. Bu kitabı dair okuduğum tüm kitaplarını okurken sanki bir hayat felsefesi okuyormuşum gibi hissettirdi bana. Sözün özü aramanızda duygusal bağların yoğun olduğu bir kitap oldu. Budala' ya bazen kızdım, bazen takdir ettim, bazen bu kadar da olmaz dedim ama çok sevdim, çok... Tavsiyemdir, okuyunuz
Budala 2. Cilt
Budala 2. CiltFyodor Dostoyevski · İskele Yayıncılık · 2005311 okunma
·
242 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.