Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
Bizler, muhtaç bir varlık olarak dünyaya gelen bir türüz.Bize bakım veren ,ihtiyaçlarımızı karşılayan ebeveynlerimiz veya bakım veren herhangi biri olmazsa hayatta kalmamız imkansız.İhtiyaçlarımızı sadece maddi(yeme,içme,uyuma) unsurlar kapsamıyor,bunun yanı sıra bir o kadar önemli olan manevi(sevgi,ilgi ) unsurları da bizler açısından elzem bir öneme sahiptir.Nitekim bebeklikten,yetişkinliğe kadar ihtiyaç ve gereksinimlerimizin ne kadarının karşılandığı insanlarla kurduğumuz ilişkilerde büyük rol oynuyor.Çoçuk,bakım verenlerinden gördüğü ilgiye göre kendi kafasında bir sonuca varıyor.Bu dünya güvenli bir yer mi? Yoksa kendimi korumam mı gerekli? Eğer çoçukluğunda ihtiyaç ve gereksinimleri yeteri kadar karşılanmamışsa insanlara güvenip sevgi gösterme konusunda denge sağlamakta zorlanabiliyor.Çünkü bakım verenlerinden gördüğü ilgiden çıkardığı sonuç neticesinde böyle bir şema oluşuyor aklında.Oluşturduğu bu şemayı yetişkinlikte kurduğu ilişkilerde de kullanıyor, özellikle romantik ilişkilerinde.Çoçukluğunda ihtiyaç ve gereksinimleri yeteri kadar karşılanmamış kişiler,partner seçiminde ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılayacak kişileri hayatına almaya meyilli oluyorlar.Bir çoçuğun annesinden ve babasından beklediği koşulsuz sevgi ve ilgiyi onlar da partnerlerinden bekliyorlar.Çünkü içlerindeki,ihtiyaçları karşılanmamış çoçuğun benliği ile giriyorlar ilişkiye ve tıpkı bir çoçuğun annesine ve babasına bağımlı olması gibi bağımlı bir tutum sergiliyorlar partnerlerine karşı.Karşılanmamış ihtiyaçlarına o kadar odaklanıyorlarki bu esnada kendi kişisel gelişiminin önüne engel koyarken aynı zamanda partnerlerinin de kişisel gelişiminin önüne engel koymaya çalışıyorlar.Ve yürüttükleri bu ilişkinin sağlıksız boyutlarını fark etmekte çok zorlanıyorlar.İçten içe gelen hisleri bu ilişkinin sağlıksız olduğunu söylese de inatla devam ettirmek istiyorlar çünkü kendilerine olan inanç ve sevgileri çok düşük olduğu için yetersiz hissediyorlar içten içe.Kendilerini sadece bir ilişkide tamamlanmış hissediyorlar. Karşılıklı sevgi diye düşündükleri bu süreç bir tarafın ihtiyaçlarına dayanan bir süreç aslında.Oysaki yazarın deyimiyle''Gerçek sevgi bir yaşam biçimidir. Saftır, basittir, içimizin derinliklerinden, adeta tüm hücrelerimize hükmeden kalbimizden yükselir. Kendimizde oluşup dışarı taşar.'' Yazar bağımlı sevgi ve gerçek sevgi arasındaki farkları çok güzel bir şekilde, yaşanmış örnek vakalarla ortaya koyarken hem sorgulatıyor hem de bizi içsel bir yolculuğa çıkararak benimsediğimiz değer yargılarını gözden geçirmemizi sağlayarak ne kadar sağlıklı bir ilişki kurma biçimimiz olduğunu sorgulamamıza vesile oluyor.Yukarıda da bahsettiğimiz gibi çoçuklukta karşılanmamış ihtiyaçlarımızın,yetişkinlikte kurduğumuz ilişkileri ne kadar etkilediğini yaşanmış örnek vakalarla ortaya koyuyor.Bağımlı sevginin kökenlerinden ve psikolojik sebeplerinden bahsettikten sonra sağlıklı sevgininin nasıl olması gerektiğinden bahsediyor.Ve ilişkilerimizdeki sınırların ne kadar önemli olduğunu,karşımızdaki kişiyi bir birey olarak görerek sınırlarına saygı duymamızın ne kadar önemli olduğunu da bolca vurguluyor kitapta.Kitabın sonunda da bağımlı sevgi biçiminden ,sağlıklı sevgi biçimine geçmek için çok güzel pratik ve alıştırmalar sunuyor.Dili çok sade olan bir kitaptı sadece psikolojiyle ilgilenenlerin değilde herkesin anlayabileceği bir dili vardı.Okuduktan sonra bana çok farklı bakış açıları katmakla beraber kendi hayatımı da bolca sorguladığım bir kitap oldu.Sadece ilişkisi olanların değil herkesin okuyup kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap. Sevgi ve kitapla kalın
Sevgi mi? Bağımlılık mı?
Sevgi mi? Bağımlılık mı?Brenda Schaeffer · Yakamoz Yayınevi · 2012101 okunma
··
147 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.