Gönderi

400 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
"Her günü başladığı gibi bitiriyordu. Her yeni güne ise bir önceki gibi başlıyordu." Kitabın aldığı puandan ve yapılan çok fazla olumsuz elestiri yüzünden okumayı düşünmüyordum ama iyi ki başlamışım. Yazarın 'Tanrının unutulan çocukları' isimli kitabını da okumuş ve akıcı ve güzel bulmuştum yani yazarın biraz dilini tanıyorum. Fakat bu kitabı okurken aynı yazar ele almamış gibi hissettim. Anlatış şekli gercekten çok kopuk. Aslında güzel şeylerden bahsediyor ama tüm cümleleri kısa kısa kurmaya yemin etmiş gibi. Nedense okurken ' Rüya için ağıt' filmini izlermişim gibi hissediyorum. Biraz hüzünlü ve melankolik bir anlayışı var. Verilen örnekler, benzetilenler biraz o yönde ama bu çok hoşuma gitti. Kitap kendini gerçekten hızlı okutuyor. Zaten yazıları büyük büyük ama biliyorum ki elimde sürünebilir yaşantımdan dolayı. Her neyse hadi konuya dönelim. Kitabın ana karakterine nazaran ben Jim'e aşık olmuş olabilirim. Farklı kafaları yaşayan insanlar harikadır. Tanıdığım ilk hemofiliden mazur karakter. Hemofilinin ne kadar illet bir hastalık olduğunu güzel anlatmış. Özellikle bir alıntısı var ki beni çok etkiledi; "Jim'e hayatı asıl zindan eden kendi kanıydı. Hayat kurtaran kanın, onun hayatını alacak olması Jim'i neredeyse güldürüyordu." Evet gerçekten Jim'e çok ama çok üzüldüm. Hele ki kan aldığı kişiden HİV kaparak 23 yaşında ölmesi beni daha fazla üzdü. Genel olarak kitaba inceleme girmeyi düşünmüyordum ama Jim'i hatırlamak için ona borçluyum bunu. Bir diğer gizemli karakterimiz var ki o da Ewen. Tam olarak bu karakteri çözemedim, çok içine kapanık ve esrarengiz birisi. Tam olarak ana karakterle nasıl bir bağlantısı var merak ediyorum. Evet sona bıraktım ama asıl ana karaktere dönecek olursak kendisi kör. Yağmurdan nefret etmesi ve herkesin Elly aşkım demesi kendisini sevmeme sebep oldu. Ara ara köpeği Warner üzerinden de okuyoruz kitabı. Şuan tek merak ettiğim Ewen ile olan ilişkileri. Yazarın üslubunu gerçekten beğenmediğimi tekrar dile getirmek istiyorum. Olaylar karman çorban ve hızla ele alınmış, net ifade edilmemiş. Özellikle karakter konuşmaları kesme işareti ile ayrılmamış metnin içinde yer almış sadece, kitapta yazım hataları da göze çok çarpıyor bunlar bir okuyucu gerçekten rahatsız eden durumlar. Genel olarak güzel ilerliyor, insanların sevmeme sebebi üslup olabilir ama okunmayacak kadar kötü de değil, ben henüz başlardayım bu şekilde ilerlerse güzel akar. °°°° Saat 12.24 ve ben uykusuzluktan delirmiş şekilde kitabı bitirmeyi başardım. Öncelikle kitaba verdiğim puanı Elenor, Jim, Theo ve Frank için verdim. Elenor'un karakter ve görüntü profilini başarılı bir şekilde ele alındığını düşünüyorum. Yani kitabı bitirirken Elenor'u tanıyorsunuz ve özgün bir karakter olması, körlüğü kötü bulmaması, başarılı bir şekilde hayatına devam etmesi, düşünce tarzı, çok büyük bir eksikliği olduğu halde bunu dert etmemesi çok başarılıydı. Jim aşkım hakkında bir şey anlatmak istemiyorum, ölüm şekli bile çok muazzamdı. Hayalkırıklığına uğradığım tek şey yazarın Jim'den sürekli bahsetmemesi, ben tüm cümlelerde ismi geçsin istedim o kadar ki farklıydı benim için ama toplasan 4-5 sayfa anlatmıştır koskoca kitapta :( Frank... Aslında biraz kaba bir karakter ama bu karakteri sevmemin sebebi vefası, sadakati ve karısına olan aşkı... Ölmüş olan karısını yaşıyor gibi benimsemesi beni çok etkiledi. Ve elenor'un sürekli eşinin nasıl olduğunu sorması (öldüğünü bildiği halde) tam elenorluk sevimli hareketlerdi. Ve son karakter Theo.. şimdi bu karakteri de çok fazla görmedik kitapta bunun sebebi sağlam bir karakter olması, iyi bir karakter olması, ve güçlü bir karakter olması. Peki kitapta çoğunlukla kimi okuduk? Kendine güveni olmayan, geçmişi hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz,, kitabı bitirirken bile tam olarak tanımadığımız gerçekten büyük özgüven eksikliğine sahip Ewan'ı... Her neyse Theo'dan devam edeceğim. Kendisi üvey karakter olduğu için çok fazla dışlanmış ama yine de insanları seviyor olması ve olaylara esprili bir şekilde yaklaşımı naifti. Evet karakterler çok tatlı ama kitabı sevdim mi? Maalesef ki hayır. Yazar'ın anlatım tarzı evet bir yere kadar hoştu ama sonra rahatsız etmeye başladı beni. Çünkü bir olay yaşanırsa o olayı düzgünce anlatman gerekir. Maalesef ki yazar olayı anlatmak yerine karakterini duygularını betimlemiş komple. Bu çok kafa karışıklığı yarattı bende. Ne olduğunu hiç anlayamadım. Bu yüzden kitabı sevemedim. Ve biraz gereksiz uzatılmış durumlar vardı. Ve kitabı okurken sürekli ( Sanki ABD' de tek alternatif tıp İşgınmış gibi sanki hiç ilaç yokmuş gibi) ışgın ! Işgın ! Işgın! Bitkisinden bahsediliyor. En alakasız durumlarda bile ( rüyalarda, kalp kırıklarında, hayal kırıklığında...) Işgın geçiyor. Ha birde sürekli azgın opossumlara denk geliyoruz. Ve bu iki kelime çok çok çok fazla geçiyor... Son olarak kitapta sevdiğim diğer şey Köpek ve Yengeç'in gözünden olaylara bakmak oldu. Özellikle Yengeç'in okyanusa olan özlemi çok hoştu. En çok yengeç'i sevdim. İncelemem çok uzun oldu, muhtemelen çoğu kişi de okumaz her neyse zaten kendim için yazıyorum diyerek uyumaya gidiyorum...
Çemberin Dışındakiler
Çemberin DışındakilerCraig Silvey · Martı Kitabevi · 2013322 okunma
·
489 görüntüleme
Pıtırcık okurunun profil resmi
Ayy Jim'i çok merak ettim şimdi. 🤭 Çok güzel bir inceleme olmuş, elinize sağlık
Ethnq okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ❤️♥️💞 Jim'i çok sevdim ama kitabı önermem, dili gerçekten çok kötü.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.