müjde Yıldırım ‘ın Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ‘Milyon Kere Ayten’ şiirinden esinlenerek yazdığı romanını bitirdim. Açıkçası şiirden öncesinde haberim yoktu, ama kitaba başlamadan önce şiiri okudum. Çok güzel bir şiire başarılı bir uyarlama olmuş️
Ayten’le Yaşar’ın ilk karşılaşmaları hep aniden, plansız ve olaylı olmuştu. İzinsiz bir şekilde dudaklarından buse alan bu terbiyesiz adama çok kızmıştı Ayten! Ama ondan bir o kadar da etkilenmişti. Yaşar, o ilk andan itibaren menekşe rengi gözlerle efsunlanmış, hep onu düşünür olmuştu. Aile evlerini satmalarını gerektiren bir mesela sonrası kaderin cilvesiyle Yaşar’la yeniden karşılaşan Ayten, bu adamdan, ona yaşattığı hislerden, utanmazca onu öpmesinden nefret ediyordu. Yaşar, aklından çıkmayan güzel menekşelerin öfkeyle ve nefretle bakmasına katlanamıyor, geçmişindeki tüm hataları geri alıp Ayten’in hayatına öyle girmiş olmayı diliyordu. Bakalım inatçı güzel Ayten’le, ilk kez böyle bir aşka düşen Yaşar’ı nasıl bir kader bekliyordu?
Bir şiirden esinlenen hikayemizin kendisi de bir şiir gibi duygusal ve sürükleyiciydi. Ayten’in yavaş yavaş hislerini kabullenmesi ve Yaşar’ın ilk kez bir kadına gerçekten aşık olması ve belli ediş şekli güzeldi. Hani bittiğinde içinizde hafif bir burukluk bırakan eski Türk filmleri vardır, işte son sayfayı kapattığımda böyle hissettim. Henüz tanışmayanlara, yazarımızın kalemini tavsiye ederim. Tamamını merak edenler internette arayabilir, ben kitabımızın esinlendiği şiirden sevdiğim bir kısmı aşağıya bıraktım.
”…
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun”