Gönderi

384 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Geçmiş aslında hiç geçmezmiş efendim!
Çocukluğumuzda yaşadığımız travmalar ile aldığımız yaralar, kimliğimizin ve kişiliğimizin bir parçası haline dönüşerek bizi bir ömür boyu yönlendiriyor ve yönetiyor. O nedenle hangi yaramızın kabuğunu kaldırsak, hangi acı ve ıstırabımızın arkasına baksak altından bir şekilde çocukluğumuz çıkıyor. Ama çoğu zaman çocukluk yaşantılarımızın kaderimiz haline dönüşüp, bizi yönlendirdiği ve yönettiğinin farkında bile olmuyoruz. Yaşamımızın bir anında onlarla yüzleşip, seçimlerimizi değiştirene kadar da içine düştüğümüz girdaptan kendimizi kurtaramıyoruz.   • • • Bu gerçeği
Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu
, daha önceden okuduğum “
Günahın Üç Rengi
Günahın Üç Rengi
” ve “
Camdaki Kız
Camdaki Kız
” kitaplarında olduğu gibi bu defa “
Kral Kaybederse
Kral Kaybederse
” adlı eserinde Kenan Bey, Handan Hanım ve Fadi’nin hikâyesi üzerinden anlatıyor bizlere. Kenan Bey, uzun boylu, yakışıklı, zengin, tüm kadınların kendisine hayran, tüm erkeklerin de kendisini kıskandığını düşünen bir kişidir. O gerçek sevginin, saygının, sadakatin ve paylaşmanın ne olduğunun farkında bile değildir. Onun yaşamının biricik amacı vardır, daha fazla kadının hayranlığını kazanmak ve geçici de olsa daha fazla kadınla beraber olabilmektir.  • • • Budayıcıoğlu, Kenan Bey, Handan Hanım ve Fadi’nin hikâyesini öyle güzel anlatıyor ki farkında olmadan çocukluk yaşantılarınızı, annenizin ve babanızın size olan davranışlarını, yaşamın amacını, kadınların ve erkeklerin yetiştirilme kodlarını, toplumun gelenek ve göreneklerini, yoksulluğu, zenginliği, kendi ayakları üzerinde durmanın ne anlama geldiğini, sevgiyi, saygıyı, sadakati ve paylaşmayı bütün boyutlarıyla sorguluyorsunuz. Bilinçaltınızın dehlizlerinde, kalbinizin ve ruhunuzun arka odalarında dolaşıyorsunuz. Sizi siz yapan tüm değerlerinizi, kimliğinizi, kişiliğinizi, karakterinizi, huy ve mizacınızı bir masaya yatırıp gözden geçiriyorsunuz. Kader motifinizi keşfedip, seçimlerinizi ve kendinizi anlamaya çalışıyorsunuz.    • • • Doğrusu kitabın başlarında Kenan Bey’in yapıp ettiklerini ve özellikle de kadınlara yaklaşımını okudukça “bir erkek asla böyle olmamalı” deyip çok kızıyor ve öfkeleniyorsunuz. Onun hikâyesini bütün boyutlarıyla okuyunca da hem mağdur ettiği kadınlara hem de onun düştüğü hallere çok üzülüyorsunuz.  Özellikle kitabın sonunda “kral kaybederse”nin cevabını okurken
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
’un “
Diriliş
Diriliş
”indeki Prens Nehludov’un hikâyesine gidip geliyorsunuz. Bir insanın hangi yaşta ve hangi konumda olursa olsun değişebileceği ve dönüşebileceğini görüyorsunuz. Bunun için gerektiğinde bir psikolog ya da psikiyatristen yardım almanın önemini ve insanın kendisiyle yüzleşmesinin ne anlama geldiğini daha iyi kavrıyorsunuz. • • • “Kral Kaybederse”,  her ne kadar bir roman olsa da yaşanmış hikâyelerden hareketle kaleme alındığı için insanı çok derinden etkiliyor. O nedenle birçok satırında okuyan herkesin kendisiyle karşılaşabileceği bir eser olduğunu düşünüyorum. Kendini bir aynada seyredip, tüm yönleriyle sorgulayarak bugün ve yarınlarını inşa etmek isteyen okurlara bu eseri mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum. Özellikle de “Hiçbir şey için geç değil” sözünün ne kadar doğru olduğunu görmek isteyen okurlara…   İncelememe Oğuz Atay’ın kitabın ruhunu yansıttığını düşündüğüm “Geçmiş aslında geçmezmiş efendim. Hep bir köşede yerinden çıkmak için geceyi beklermiş” sözüyle son verirken herkese keyifli okumalar dilerim! 
Kral Kaybederse
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201516.9k okunma
··
2 plus 1
·
10.9k views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.