Gönderi

304 syf.
3/10 puan verdi
Hukuk ve edebiyat hakkındaki eserleri uzun süredir takip eder ve konu hakkındaki yeni eserleri edinmeye gayret ederim. Son birkaç yıldır “Hukuk ve Edebiyat” adlı bu eseri de merak etmekteydim. Fiyatının yüksekliği nedeniyle uzun süre eseri almadım. Sonunda bir internet sitesinde karşılaştığım şaşırtıcı indirim, kitabı satın almama sebebiyet verdi. Açıkçası kitabı almadan önce bende, eserin Türkçede hukuk ve edebiyat alanında kapsam bakımından en yetkin eserlerden olacağı konusunda hüsnü zan hâkimdi. Ancak kitap ulaştıktan sonra tam anlamıyla sukutuhayale uğradım. Neden hayal kırıklığına uğradım? Eser öncelikle sistematik ve doyurucu olmaktan uzaktır ve çalakalem yazıldığı izlenimini uyandırmaktadır. Eser, Cemal Bali Akal’ın eserlerindeki konunun özünü veren anlam dünyasından fersah fersah uzaktır. Yazarın böyle kapsamlı bir eserde belirlediği bir sistem ve yöntemi olmadığı gibi konu hakkında kendine özgü bir bakış açısı da bulunmamaktadır. Eser lisans eğitiminde verilen seçmeli derste öğrenciler tarafından hazırlanan ödevlerin bir araya getirilmiş hâli görüntüsü vermektedir. Atıf yapılan kaynakların bir kısmı akademik değildir. Ele alınan yerli ve yabancı eserlerin hukuk ve edebiyat açısından derinliğine incelemesi yapılmamış olup genel olarak eserin özeti verilmiş ve ardından hiçbir sistematiğe bağlı olmaksızın eser hukuk ve edebiyat açısından kısaca ele alınmıştır. Özeti yapılan eserlerin yazarlarının hayat hikâyelerinin bir kısmı wikipedia’ya atıf yapılarak oluşturulmuştur. Platon’un “Sokrates’in Savunması” adlı eserinden 25 sayfa (57-82) doğrudan alıntılanmış ve neden alıntılandığı konusunda herhangi bir açıklama da yapılmamıştır. Khaled Hosseini’nin “Bin Muhteşem Güneş” adlı eserinin özetinden sonra Afganistan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında değerlendirmesinin yapılması ve bunun daha da ilerisine gidilerek Afganistan ile Türkiye’nin anayasal düzenlerinin mukayese edilmesi, nasıl bir eserle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi göstermektedir. Orhan Kemal’in “Suçlu” adlı eserinin 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un kabulünde etkili olduğu iddia edilmesine (s. 225) rağmen buna dair atıf yapılan dipnottaki çalışmada böyle bir iddia yer almamaktadır. Necip Fazıl Kısakürek’in tiyatro eseri olan Reis Bey’i, yazar romana dönüştürmüştür. (s. 237) 2001’de kabul edilen Türk Medeni Kanunu’nun kabulü 2005’e götürülmüştür. (s. 266) Fiyatının yüksekliği, içerik ve sistematik yoksunluğu, özensizlik ve bilgi yanlışları; alanında iddialı gibi görünen eserin değerini ciddi anlamda düşürmektedir.
Hukuk ve Edebiyat
Hukuk ve EdebiyatNeşe Kızıl · Legal Yayıncılık · 20152 okunma
·
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.