Gönderi

Bolşevik Zekâsı
Yakov Mihayloviç, Yekaterinburg Kız Lisesi sınıf hocasının oğlu olan Petersburg Üniversitesi öğrencisi Lev Gerz’in komiteye verdiği pasaportu almış, Perm’e gidecekti. Ama Yekaterinburg’dan nasıl çıkacaktı? Şehrin küçük bir istasyonu vardı ve Perm’e giden trene de orada biniliyordu. İstasyonda normal olarak az insan bulunuyordu, ama orada Andrey’i “özgürlük” günlerinde sık sık görmüş olan ve onun özelliklerini hafızasına tam yerleştirmiş olan özel bir jandarma duruyor, keskin bakışla halkı süzüyordu; onun gözünden kaçmak zordu. Öyleyse insanlar trene binerken bu jandarma, herhangi bir şekilde oradan uzaklaştırılmalıydı veya en azından dikkati başka yöne çekilmeliydi. Bu görev, en becerikli yoldaşlarımızdan birine verildi. Tespit edilen günde jandarmayı görev olarak “üstlenen” yoldaş istasyona geldi. Zengin beylerin giyindiği kunduz yakalı bir kürk giyinmişti. Düğmeleri açılmış kürkün altında pahalı elbise görülüyordu. Doymuş kamının üzerinde, altından bir saat kösteği parlıyordu. Bütün bunları, devrimcilere sempati duyan ve bize bazı durumlarda yardım eden zengin bir liberalden ödünç almıştık. Tabii ki o, ondan ödünç aldığımız “süsün” o gün bize hangi hizmette bulunacağını bilmiyordu. “Bey”, fildişinden topuzun süslediği pahalı bir bastonu kayıtsızca yere vurarak birinci sınıfın bekleme odasına görkemli bir tavırla girdi. Parmakla hazır ol vaziyette duran jandarmaya işaret etti. “Hey azizim! Bana Perm için birinci sınıf bir bilet al, ama biraz çabuk ol, üstünü alabilirsin!” “Bey”in bütün dış görünüşü, tavrı ve vurgusu, jandarmaya bilet parası vermek için cebinden üşengeç bir şekilde çıkardığı para dolu cüzdanı, jandarma üzerinde karşı konamaz bir etki yaratıyordu. Bunun ötesinde eli açık “bey”, kibirli bir kafa hareketiyle tezgaha işaret ederek onun iki kadeh konyak içmesine müsaade etti, konyak parası olarak büfeciye birkaç gümüş para attı. Jandarma görev aşkıyla yanarcasma gişeye atladı. Yolunu kapatan yolcuları sağa sola itti ve gişede çalışan memura parayı uzattı. Bu arada belirtelim ki, polis ve jandarma benzeri “düzen koruyucuları” zenginlerin böylesi işlerini severek yapıyordu. Jandarma ne kadar enerjik hareket ederse etsin, bileti almak için 5-10 dakikaya ihtiyacı vardı. Bu zaman zarfında, yakalanamayan Andrey, diş ağrısı olan birisinin yaptığı gibi kafası kaşkolla sarılı olarak, dikkati çekmeksizin trene bindi. Trenin kalkışından önceki karmaşa içinde “bey” biletini başka bir yoldaşa verdi ve o da onu Andrey’e iletti. Sonra üçüncü gong duyuldu, lokomatif son olarak düdük çaldı. Sverdlov, görev aşkıyla yanan bir jandarmanın satın aldığı biletle Yekaterinburg’u sağ salim terk etti.
·
99 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.