Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Bazen yazdıklarımız değil, yaşadıklarımız şiirdir." Edebiyat fakültesinde okuyan Hayal'e dedesi tarafından verilen tahta bir bavulla başlar hikâye... Dedesi Arif Bey, annesi Gülperi hanımın 1900'lerde yazdığı günlükleri emanet eder. Hayal, zaman içinde günlükleri temize çektikçe ailesinin bilmediği geçmişini de öğrenir. Boş zamanlarındaki bu eylemi, ne zamandır gördüğünü hatırlamadığı, zihnindeki kadın yazar Nurperi"yi daha sık görmesine neden olur. Nurperi tarafından, yazı yazdığı kâğıtların üzerine konan kalem Hayal'e bir şeyler yazma isteği uyandırır. Başlar küçük küçük öyküler karalamaya... 1914-1915 yılına ait günlüklerden öğreniriz çağının çok ilerisinde bir kadın olduğunu Gülperi'nin: piyano çalan, dergilere şiirler yazan, feministlerle rutin toplantılar yapan, romanlar okuyan vd... Hele bir de piyano hocası Aret'le yaşadığı aşk var ki, "ah" dedirtecek kadar tutkulu... Hayal'in de hayatı acılarla örülüdür. Annesi küçük yaşta terk etmiştir. Dedesi Arif bey ve babaannesi Fazilet hanımla bir konakta, Gülperi hanımdan kalma devasa kütüphanedeki eşsiz kitapların resimlerine bakıp, sayfalarını çevirerek geçer çocukluğu. Babasının eşcinsel olduğunu 9 yaşlarında öğrenir. O yüzden dedesi ve babaannesi görüşmez babasıyla. 20.li yaşlarında öğrenir annesinin evi bu yüzden terk ettiğini: kaldıramaz kocasının kendisini bir erkekle aldatmasını. Hayran olduğu yazar Ayperi ve öykülerini değerlendirmeleri için gönderdiği yayıncılarla yaşadığı diyaloglar ise Hayal'de tam bir düş kırıklığı yaratır. Her kırgınlığında Nurperi tutar elinden kaldırır. İyi ki de kaldırır: tahta bavulun içindeki Gülperi'nin hikâyeleri kadar birikmiştir, Hayal'in yazdığı hikâyeler de. Yazdıklarını yayımlatmak için verdiği onca çaba karşılıksız kalınca yaşadığı mutsuzluğu düşünür sonra. Oysa ki, yarattığı kahramanları "kâğıt üzerinde hayat buldururken ne kadar mutlu" olduğunu hatırlar. "Hayatı yazmaya, ille de dile getirmeye çalışan bir kadının öyküsü anlatılıyor bu romanda". Bavulun içine sığdırılan aşkla, savaşla, mücadeleyle beslenen; yarattığı karakterlere can verirken kurulan hayallere karışan gerçeklerin tokat gibi yüze vurulduğu; ayrı çağlarda yaşamış iki kadının çektiği acıların, açmazların, kırgınlıkların, hüzünlerin harmanlandığı bir roman. Beni o sade diliyle yer yer ağlatan, her bir karakterin yaşamın içinde var olduğunu hissettiren, "fildişi kule"den değil de, "görüş mesafesinden" yazdıklarını okuyucusuyla paylaşan Özlem Narin Yılmaz'a sonsuz sevgiler, kalemi var olsunAşk Uğruna, Kapıyı İçeriden Kilitledim'den sonra Huzursuz Periler de unutamayacağım kitaplar arasında yerini aldı bile.
Huzursuz Periler
Huzursuz PerilerÖzlem N. Yılmaz · Ayrıntı Yayınları · 201624 okunma
·
147 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.