Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

93 syf.
7/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Tüm insanlığın ortak acısı olan savaşa, kadına şiddete, ölüme, mutsuzluğa ve eşitsizliğe dair öykülerden oluşuyor kitap. Anlatılanların hepsi bir yerlerde hala yaşanıyor ve ne yazık ki yaşanmaya devam edecek. Kısacık öykülerle çok güzel anlatmış derdini, derdimizi. Okurken aklıma Ferit Edgü geldi, onun kalemini seviyorsanız bu kitaba mutlaka bir şans vermenizi öneririm. Etkilendiğim öykülerden alıntılarla sonlandırıyorum: “Tam düzlüğe inmiştik ki, ansızın jet gibi bir uçak geçti başımızın üstünden. “Eyvah, geldiler!” diye çığlık attım. “Geldiler işte!” Kardeşime, “Çabuk yere yat!” diye bağırıp ben de kendimi toprağın üstüne attım. Doğrulduğumda Süreyya’nın sevinç çığlıkları içinde, “Bebek!” diye bağırarak koştuğunu gördüm. Uçaktan atılan oyuncaktı. Birden köyde yayılan söylentiyi anımsadım. “İsrail uçakları oyuncak bombalar atıyormuş.” “Süreyya dokunma!” diye haykırarak çılgın gibi koştum. “Abla, bebek, bebek bunlar,” diyordu Süreyya. “Haaayııır! Bebek değil onlar, bomba. Sakın dokunma. Dokunma dedim, ablacığım ne olur dokunmaaa!” Yetişemedim. Bebeği eline aldığı anda masmavi gök kubbeyi önce onun sevinçleri kapladı. Kardeşim, bir anda milyonlarca parçaya bölündü. Otlara, ağaçlara, çalılara takılmış milyonlarca parçaya…” (Syf 48) “Gözlerini ayıramazdı beni görenler. Her an gülecekmiş gibi duran kırmızı dudaklarımdan, çekingen ama bir o kadar da özgür, sevinçli bakışlarımdan. Küçük bir kıvılcım yeterdi kahkahalarımı salıvermem için. Ela gözlerim, ince küçük burnum, kömür karası upuzun parlak saçlarımla tehlikeli bir güzelliğe sahiptim onlarca, yani babam ve ağabeylerime göre. Bu nedenle duvarlarım yüksek tutulmalıydı. Hele okula gitmem olanaksızdı. Kıskıvrak bağlanmalıydım, onların ellerinde olmalıydı iplerim. Aşık olmam, kırlara çıkmam, çiçeği, böceği, insanı sevmem engellenmeliydi. En başta da yürek oynatan o sımsıcak gülüşlerim. Büyük ağabeyim Hasan beni tokatladığında tam on yaşındaydım. “Kız dediğin, öyle her şeye gülmez,” demişti. “Biraz ağır başlı ol, laf getirme bize.” Susmuştum. Taş olup susmuş… Oysa öyle severdim ki sevinçlerimi kahkahalarla süslemeyi. Önce, gülüşümü aldılar elimden. Ardından, dört bir yanıma örülen duvarları yükselttiler. Yürekleri hiç mi hiç sızlamadan.” (Syf 72)
Çilesine Aşık
Çilesine AşıkLeyla Ruhan Okyay · Notos Yayınları · 20108 okunma
·
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.