Gönderi

733 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 16 days
İslamiyetten öncesinde Ömer olarak hiddeti; gücü ve heybetiyle korku saldı. Müslümanlıkla beraber Hz. Ömer-ul Faruk olarak adalet, cesaret, ferasetiyle müminlere güç verdi. Halifelikte Emîrü'l-mü'minîn Hz.Ömer olarak, yumuşayarak, Allahtan korkusuyla tir tir titreyerek, halifeliğin mesuliyet ağırlığıyla yoğrularak son kemaline kavuşan; ibretlik, hayranlık duyulası yüce insan olarak adını tarihe, müminlerin kalplerine kazımış oldu. Fakir bir gençlik dönemi geçiren Hz.Ömer; bir avuç hurma karşılığı çobanlık yapmış; sonrasında bilgisi birikimiyle ticarete atılarak Mekke'nin zenginleri arasına girmeyi başarmış. Bilginin; okuma yazma bilmenin en çok itibar gördüğü bir çağ bu. Kelam ilminin şiirin revaçta olduğu dönemler. Hitabeti, belagati de güçlü olduğu için Kureyş'in sözcüsü olmuş aynı zamanda. O, bulunduğu her ortama güç ve güven verirdi. Onun müslüman olmasıyla gizlenen müslümanlar açığa çıktılar ve alenen davet başladı. Derin dikkati, Kur'an'a olan bağlılığı, Resûlullaha sevgisi "..onun kalbini temizlemiş, nefsini arındırmış, ruhunu harekete geçirmiş, değer, düşünce, hedef ve gidişatıyla onu yepyeni bir insan yapmıştı." İşittiği ayetler İslami şahsiyetinin oluşmasında direkt olarak etkisini gösteriyordu. Bizim sorunumuz bu üzerimizde tesiri olan tonlarla şey var ve bunun içinde ne yazık ki Kur'an'ın, ayetlerin etkisi gittikçe zayıflıyor. Biraz hassasiyet göstersek, dikkat etsek Kur'an'ın insan karakteri üzerinde ki eşsiz harika mucizevari etkisini görme nasibine kavuşuruz belki. Sahabeler üzerinden bakmak ilk adım olur bizim için. Hz Ömer gibi bir insanın değişim yolunda ki çizgisi mesela.. Kimseden korkusu olmayan, en güçlü kuvvetli insanın dahi kendisinden ürktüğü insan, Allah korkusundan, kuran ayetleri karşısında tir tir titremiş. Bir bilebilsek nasıl bir anlam ve ders var burda. Daha hayattayken cennetle müjdelenen bir insanın, nefsinden emin olmaması, Allah'tan korkup böylesi dehşet içine düşmesi her zaman beni çok etkilemiştir. Halifeliği sırasında namaz kılan birinin okuduğu ayeti işitince bir ay boyunca hasta vaziyette yatmış. Bu ayet Tur süresinin 7. ayeti, yeminle başlayan ayet böyle son buluyor "Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır." "İhsan derecesine ererek Allah'ı görüyorcasına ibadet etmiştir." Ayetleri duyunca hastalığını, Allah'tan korkusunu anlamamıza yarayacak bir tanım işte. Keskin anlayışından söz etmiştik. Öyle ki Kur'an'ın vermek istediği mesajları anlamasından dolayı bazı durumlarda ayetler görüşlerine mutabık bir şekilde inerdi. Doğrulara yapıştığı için şeytan ona bir şey yapamamış. Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Hattab'ın oğlu! Canımı elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki şeytan seninle karşılaşınca yolunu değiştirmekten başka bir şey yapmaz." Halife olarak seçilmesi: Halife Hz. Ebubekir sahabelerin seçkin insanlarını ayrı ayrı çağırıp Hz. Ömer hakkında fikirlerini almıştır. Her gelen ayrı bir meziyetiyle onu övüp onay vermiş. Yalnız bir sahabi sertliğinden yana endişesini dile getirmiş. "Onun sertliğini bildiğimiz halde onu başımıza halife olarak bıraktığında Rabbin bunu senden sorarsa ne cevap verirsin" diye de sorunca üstün halife şunları söylemiş: "Ben Allah'a 'Onlara en hayırlı olanı halife tayin ettim' derim" neden sert oldugunu da şöyle izah ediyor: "Çünkü beni yumuşak biri olarak görüyor, şayet iş ona teslim edilirse sertliği pek kalmayacaktır." Zira öyle de oluyor. Halim, selim, hassas kalpli bir insana dönüşmesi çok da zaman almıyor. Allah'tan böyle korkan birinde hiç bir canlıya karşı öfke mı kalır. Yalnız Allah'a asi olanlara döner o öfke.. "Kaba kuvvete varmayan bir sertlik ve zaafiyete varmayan bir yumuşaklık." Hz. Ömer ümmetle fitne arasında engelleyici bir set olacak ve bir dağ misali fayda sunacaktı aynı zamanda. Elinde kırbacıyla çarşı pazar dolaşıp faizin pazara çıkmamasını sağlamış; akrabası şehit olmuş ailelere, savaşta ya da başka sebeple uzakta olanların ailelerine bizzat kendisi yardımda bulunmuş. Gece teftişleri; insanları çalışmaya, ilme ve eğitime teşvik etti. Kendi öğrencilerini dini öğretmesi için fethedilen bölgelere gönderdi. İlme yatkın olanları ilme, savaşa yetkinliği olanları savaşa, ticarete, ekime... kim neye iyiyse Hz Ömer tarafından oraya tayin edildi. Sahabilerden ileri gelenleri de danışmak için yanında tuttu. Fethedilen geniş topraklarda asayişi sağlamak için; herkese hakkını ulaştırmak için titizlikle çalışmış. Ömrüm yeterse beytulmalden her bir fert hakkını alacak demiş. Bir bakıyoruz Ömer sırtında un torbası muhtaçlara taşıyor; bir de bakıyoruz devlet malı at ve develeri tımar ediyor. Zamanın bütün bereketini sunduğu, üstün örnek insanlar dönemi. Bu kadar şeye yetişebilmek, her durumda ve yerde hazır olabilmek nasıl açıklanır ki? Sanki Ömer'den bir kaç tane varmışçasına bir aktiflik.. Radiyallahu anh. Mal varlığına gelince: Dünyanın ziynetlerinden, zenginliğinden olabildiğince kaçmış. Hacda tavaf esnasında elbisesinde on iki yama sayılmış. İslamiyet'in genişleyip, yığınla bereketlenen zamanlar bunlar. Elinin tersiyle itmiş. "Kendi hırkasını toprağa serer ve üzerine otururdu. Sanki insanların en fakiri oymuş..." Daha iyisini yiyebilir, daha iyisini giyebilirsin diyen kızı Hz. Hafsa annemize: " Benim kendilerine tâbi olacağım iki arkadaşım var. Şayet onların çektiği zorlukları ben de çekersem umut ederim ki onların kavuştuğu rahatlığa ben de kavuşurum." demiş. Hz. Ömer zamanında ki en büyük imtihan kıtlık olmuş. Bu dönemde Müslümanların çektiklerinden etkilenen halife bir çok gıdayı yemeyi kesti. Sahabeler kendi aralarında kıtlık geçmezse Ömer müslümanlara duyduğu üzüntüden ölür diye konuşmaya başlamışlar. Senden sonraki halifelerin işini çok zorlaştırdın ya Ömer. Vefatı: Namazın üstünde Mecusi birinin saldırısına uğrayarak derin yara alan halife arzuladığı şehadet şerbetini içebilmiş. "Müminlerin annesi Aişe'ye gidin 'Ömer sana selam söylüyor. Ona, Ömer (ra), iki arkadaşıyla beraber olmak için senden izin istiyor deyin.' sözlerini söyledi." Sen sevgili arkadaşlarına kavuştun Ey büyük halife.. Resûlullah'ın haber verdiği fitneyle müslümanlar arasında ki kapıda bu şekilde kırılmış oldu.. Menkıbeleri ziyadesiyle seven biri olarak, bu eserde okuduğum menkıbeleri de çok sevdim. Kitabın havasına renk katmış. Hz. Ömer'in hayatını hiç böyle geniş kapsamlı okumamıştım. Görev başına tayin ettiği komutan, vali, kâdılardan; onlara verdiği tavsiyeler, gönderdiği mektuplara kadar her bir detaya da değiniliyor. Vefatından önce sıradaki halifeye yazdığı vasiyeti bütün yönetim makamlarına, evlere asılmalık kıymette. Nerde doğrunun, hakkın ipini bıraktığımızın nişanesi aynı zamanda. Meraklısına diyebileceğim tek şey var: Okuyun! "Ey Ömer, Allah senden razı olsun! Resûlüllah'ın sireti üzerine hareket ettin, bu sayede İslâmı ve Müslümanları aziz kıldın. Allah'ım onlara tabi olmamızı bize nasip et ve bidatler çıkarma şerrinden de bizleri uzak tut!" Amin.
II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi
II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve DönemiAli Muhammed Sallabi · Ravza Yayınları · 202062 okunma
··
1,216 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.