Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

292 syf.
·
Puan vermedi
Bir şehri hayal ederken pek çok şey gelir insanın aklına. Şehrin devrik cümleleri sokaklar, lisân-ı hâfîsi mezarlıklar, lisân-ı iştikâsı kahvehâneler...nefes nefes rüzgarlar, zikr-i hâfî gölgeler, âbidâne dergâhlar...çarşı ortasında halvet-der-encümen camiler...zâkir serviler, musikişinâs minâreler...suya teşne çeşmeler, zamana teşne sebiller... Nerede kabirlere terkedilmiş insanları bu hayal şehrin? Kabirleri kalbine yerleştiren bu güzel şehirde, ölülerimizle yaşamayı unuttuk. II. Mahmud türbesinin önünden her geçişimde bir tarih kitabın mermerden yapılmış cildine dokunmuş gibi olurum. O daracık alanda, koca bir tarihin birkaç isim ile nasıl hülasa edilebildiğini hissederim. Hülasa demek birçok ismi unutmak demektir! Hangi isim unutmaya terk edilebilir vicdan?! Samiha Ayverdi ömrünün sonlarına doğru hatıralarını kaleme almaya karar veriyor. Bu kararın altın bir meyvesi Küplüce'deki Köşk. Samiha Hanım olmasa kitapta bahsedilen pek çok isim bilinmeyecekti belki de. Bir zamanlar bu şehrin sokaklarında dolaşmış, bu şehrin havasını solmuş, kubbeleri altında âmin demiş, denizinden gelen meltemlerle serinlemiş, mezarlarında ölümle selamlaşmış ve gün geşmiş ölümle bu şehirde vuslata ermiş pek çok insan... Kitapta elbette başka şehirlerden de haberler var, meşhur insanlardan da. Ama tarihin perdesi iniyor ve yaşım ilerliyorken, kendimi unutulmuşluğun âsûde iklimine hicret etmiş fânilere daha yakın bulmaya başladım. Evet içimde bir şöhret sancısı bâkî kalacak biliyor ve hissediyorum. Ama belki bir gün unutulmuşluğumu kendime şahit kılabileceğim bir acziyet anım olacaktır. Adle boyun eğmenin kudretini, adaletsizliğe maruz bırakılmanın mağduriyeti ile eş tutmanın hüznünü yaşıyorum...
Küplüce'deki Köşk
Küplüce'deki KöşkSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 200619 okunma
·
204 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.