Gönderi

398 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Daha bir çok kişisel gelişim kitabı okudum. Onların bir çoğu, senin başarılı olmanı istediklerinden dolayı sana emir verir gibi konuşurlar. Şöyle yapacaksın, böyle yapacaksın, bak yapmazsan senden bi cacık olmaz gibisinden emri vaki konuşuyorlar. Hem aynı konuda yazılan kisişel gelişim kitabları hep aynı hikayelere yer verirler hemde çoğunun yazım dili çok aşırı samimiyetsiz gelir bana. Kendi malını satmaya çalışan herkes gibi bunlarda; benim kitab en iyisi en ilerisi size en faydalısı şeklinde lanse ederler. Biz de kitabı okuyunca daha ilk satırlardan sanki dünyayı değiştirecek gücü kendimizde buluruz. Sayfalar elerledikçe hem yazarın anlattıklarından koparız hemde konudan koparız hem yabancılaşırız hemde sıkılırız. En nihayetinde kişisel gelişim kitabı, bize konu hakkında az çok bir fikir edinmemizi sağlar. Artık yabancısı olmadığımız bir konu olur, okuduğumuz kitab. Ve başarıyı bize küçük kapsül şeklinde veremez. Sadece tanıtabilir gerisi bize kalmış. Heleki okuduğumuz kitab konumuza uygun bol alıştırmalar içermiyorsa hem zaman hem para boşa gitmiştir. Bu kitabta yazar öğüt aldığı yoksul babasıyla bir arkadaşının zengin babasını konu ediyor. Onlardan ne tür öğütler aldığını nasıl yardım gördüğünü, olaylar karşısında takındıkları tutumları karşılaştırarak anlatıyor. Zenginleşme yolculuğunu anlatırken bu dünyadaki herkesin kendisi gibi yapıp zenginleşebileceğini anlatıyor. Hatta onun gibi yapmazsak suç bizdedir. Bu yazar bir şeyi çok ciddi bir şekilde atlıyor hemde çok. İnsanların farklı tarzda yaratıldığını yani fıtratlarını. Kimi insan doğuştan girimşicidir, kimi insan tembel, kimi hızlıdır kimisi ağır çekimdeymiş gibi yavaş, kimi insanın finans, ekonomi ile ilgili aklı çalışmayabilir belki yeteneği başka türlüdür. Kimi insanlar girişimciliği çocukluğunda öğrenirler kimilerini aileleri eğitir. Her insanın yaşadığı hayat ve akli kapasitesi bir değildir. Kurslara da gitse mektebini de okusa her insandan aynı şekilde verim alınamaz. Yazar, özellikle krizlerin fırsata çevrilmesi için çok uygun ortamlar olduğunu söylüyor. Risk alınmadan zenginlik ancak hayal edilebilir. Korku ve işini sağlama alma endişesi zenginliğe engel olduğunu söylüyor. Yazar her bölümde kısa özetlere yer vermiş yani ben bu bölümde ne anlattım bir hatırlayın isterseniz der gibi ve çok gereksiz olmuş. Bölümlerin uzunluğu gayet iyi özete gerek yoktu. Özetlerden sonra bir kaç kısa soru soruyor bizim düşüncelerimizi kendimize söylememiz için. Yazar, kitabın bir bölümünde bir gazeteci ile yaptığı röportajı bize aktarıyor. Orda gazeteci kendisi gibi dünya çapında satan bir yazar olmak istediğini söylüyor. Bunun üzerine Robert kendisine satış eğitimi yani bi nevi pazarlama kursu almasını söylüyor. Ve orda gazeteciye kendisinin çok satmasının nedeninin biride kitablarını çok iyi pazarladığını, reklamını yaptığını söylüyor. Bence de öyle yoksa normal bir kitab dünya çapında bu kadar satılmazdı bu kadar ünlenmezdi. Bunlar benim düşüncelerim benim için sıradan bir kitabtı belki başkaları için başucu kitabı olabilir. Kitabta bir de nakit akışını anlayabilmek için bir oyundan bahsediyor. Yazarın ekibiyle beraber kurduğu kurguladığı bir oyun. Ben oynamadım, bilmiyorum belki faydalı olabilir, bilemem. Yiğidi öldür hakkını yeme, kitab satılmak için yazılmış sanki. Ben bunu anladım. Sözü çok uzattık. Keyifli Okumalar Selam ve dua ile.
Zengin Baba Yoksul Baba
Zengin Baba Yoksul BabaRobert T. Kiyosaki · Alfa Yayınları · 20226,9bin okunma
·
315 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.